Konuk Yazar: Dr. Suphi Hüdaoğlu
Dünyadaki savaşlar, şiddet ve haksızlıklar giderek bulaşıcı halde tüm dünyayı etkiliyorsa (ki ne yazık ki etkiliyor) en önemli sebeplerinden birisi “bizden olmayanları” ötekileştirmektir. Ötekileştirdiğimiz kişi, grup, kitle ve hatta toplumları düşman olarak kodlayıp empati yapma (kendimizi karşıdakinin yerine koyma) olanağını da yitiriyoruz.
Yenidoğan bir bebeğin konuşma yeteneği olsa (bir başka deyişle anne baba bebeğin yerine kendini koysa) anne babasından 3 şey istermiş:
1. Anlamlı ve güzel bir isim
2. İyi bir eğitim
3. Sağlıklı bir yaşam
Anlamlı ve güzel bir isim: Ebeveynlerinin isminin devamı niteliğinde bir isim olabileceği gibi bebeğin motivasyonunu sağlayabilecek yeni bir isim de çocuğun yaşına uygun bir anlatımla anlatılırsa ömür boyu kendi ismiyle barışık olmasını sağlar.
İyi bir eğitim: Hem çocuğun yeteneklerini ortaya çıkarabilmek hem de ömür boyu mutlu ve sorgulayıcı olmasını sağlayabilmek iyi bir eğitimle mümkündür. Çoğu zaman öğretim ile eğitim birbirinin yerine kullanılsa da asıl olan eğitimdir.
Sağlıklı bir yaşam: Sağlıklı yaşam için mümkünse annenin 2 yaşına kadar anne sütünü verebilmesi, aşılarla korunabilecek hastalıkların engellenmesi ve hijyen kurallarının çocuğa kazandırılması önemli aşamalardır.
Unutmayalım ki sağlık sadece hastalık ve sakatlığın yokluğu değildir. Sağlık bedenen, ruhen ve toplumsal iyilik halidir. Çocuğun bedensel sağlığın ın korunması için veya tehlikeye girdiğinde tedavisi için kuşkusuzdur ki; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlarından yardım almalıyız. Davranışsal, Psikolojik veya Duygusal sıkıntısı olduğunda Çocuk Psikiyatri Uzmanlarından yardım alabilecek fırsatımız var. Toplumsal barışı, uyumu, iyiliği artırmak için de hepimize görev düşmektedir.
*1987-88 ders yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediyatri profesörlerinden Dr. Güngör Nişli’nin dersinden notlar.