Konuk Yazar: Özel Eğitim Uzmanı Melek Kanlı
Okul öncesi dönem yaşamın temelidir. Bu dönemde öğrenme hızı çok yüksek olup, çocuklara verilen eğitim duygusal sosyal ve bilişsel yönden onları desteklemektedir. Bir anlamda okul öncesi eğitim, ilkokula hazırlayıcı bir nitelik taşımaktadır.
Her yaş grubunun genel gelişim özellikleri o yaş grubundaki tüm çocuklar için ortaktır; ancak her çocuğun kendine özgü olduğu da unutulmamalıdır. Okul öncesi eğitim döneminde çocukların sağlıklı bir beyin gelişimine sahip olabilmesi için sağlıklı beslenmesi, zengin uyarıcı bir çevrede bulunması ve çocuğa yeni öğrenme fırsatları sunulması gerekmektedir.
İlerleyen yıllardaki sosyal beceri ve akademik başarıların temelini oluşturan okul öncesi dönemde, normal gelişim gösteren akranları gibi özel gereksinimli çocukların da eğitimleri desteklenmelidir.
Son yıllarda oranı gittikçe artan otizm spektrum bozukluğu değişik gelişimsel nedenlere bağlı olarak 3 yaşından önceki dönemlerde ortaya çıkan, sözel ve sözel olmayan iletişim, oyun ve sosyal ilişki alanlarında farklılık ve tekrarlayıcı hareketlerle karakterize olan bir gelişimsel farklılıktır.
Otizmli çocuklarda başarıya ulaşabilmemizin yolu; erken tanı, erken özel eğitim ve aile eğitimi olup çocuk ve ergen psikiyatristi ile öğretmenin işbirliği içerisinde çalışmasıdır.
Araştırmalar göstermektedir ki kaynaştırma ortamlarının bu çocuklara daha fazla sosyal etkileşim ve iletişim fırsatı sağladığı, daha fazla ve farklı beceriler öğrenmelerine yol açtığı görülmüştür. Otizmli öğrencinin erken yaşta kaynaştırma ortamlarına girmesi, dil gelişiminin ve sosyal becerilerinin gelişmesi için faydalı olacaktır.
Kaynaştırma eğitimi sayesinde otizmli çocukların yetişkin oldukları zaman bağımsız olmalarını kolaylaştırır, kendilerini akran grubunun bir parçası olarak hissetmelerini sağlar, kaygıları azalır, kendilerine güvenleri artar ve daha mutlu hissederler.
Otizmli öğrencinin kaynaştırma ortamında başarısının artması için mevcudu az olan sınıfa yerleştirilmelidir. Yardımcı/gölge öğretmen gibi öğretim sorumluluğunu paylaşacak yardımcı eleman olması; otizmli öğrencinin gerektiği zaman bireysel eğitim almasını ve davranışlarının kontrol edilmesini sağlar.
Sınıf öğretmeni ise kaynaştırmanın başarısını etkileyen temel faktör olup; sınıf arkadaşlarının otizmli akranlarını kabul etmelerinde sosyal bir rol model olarak kabul edilmektedir.
Sosyal ve iletişim becerileri sınırlı olan otizmli çocuklar kaynaştırmadan yararlanmakta, akranlarını gözlemleyerek onları taklit edebilmekte ve onlarla etkileşime girebilmektedirler. Diğer taraftan sınıftaki özel gereksinimi olmayan çocuklar da kaynaştırmadan yararlanırlar ve bireysel farklılıkları kabul etmeyi öğrenirler. Özel gereksinimli çocuklar yetişkin oldukları zaman sadece kendileri için düzenlenmiş iş, sosyal ve eğitim ortamlarında yaşayamayacaklardır. Akranları ile birlikte eğitim almış özel gereksinimli çocukların ileri ki yaşamlarında daha başarılı olduklarını gösteren araştırmalar vardır.
Özel gereksinimli bireylerin erken yaşta akranları ile eğitim almaları, tüm gelişimsel alanlarını olumlu yönde etkileyecektir.