Dr. Erdem Beyoğlu
Başlangıcı insanlık tarihinin en eski dönemlerine kadar uzanan sünnet, dünyada her yıl yaklaşık 13,3 milyon erkek çocuğa uygulanmaktadır. Ülkemizde de dini nedenlerle yaygın olarak uygulanmakta olup özellikle sünnete hazır olmayan çocuklar üzerinde ciddi psikolojik etkiler yaratmaktadır.
Sünnet, penisin ucunda bulunan serbest ve geri çekilebilir yapıdaki prepisyum isimli deri parçasının cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu cerrahi işlem sırasında erken ve geç dönemli yan etkiler gelişebilmektedir. Erken dönemli yan etkiler arasında ağrı, kanama, şişlik, yetersiz deri çıkarılması ve penis başı kesilmesi gelmektedir. Geç dönemli yan etkiler ise ağrı, enfeksiyon, üriner retansiyon, fistül, penis duyarlılığı kaybı ve penis başı ödemidir. Yapılan çalışmalarda yaşamın ilk bir yılında yapılan sünnetlerde daha az yan etki görüldüğü ve sıklıkla çocuğun yaşının artması ile yan etkilerin arttığı saptanmıştır. Yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olan faktörler arasında sünnetin yapıldığı yerdeki hijyen koşulları ve yapan kişi de gelmektedir. Deneyimsiz ve ehil olmayan kişiler tarafından ev veya okul ortamlarında yapılan sünnetlerde daha sık yan etkiler görülürken deneyimli cerrahlar tarafından ameliyathane ortamında ve genel anestezi altında yapılan sünnetlerde daha az yan etkiler görülmektedir.
Sünnete psikolojik açıdan baktığımızda korkularla dolu olduğu görülmektedir. Bunların başında en önemli dönemsel korkularından biri olan penisini kaybetme korkusu gelmektedir. Buna ek olarak sünnetin cerrahi müdahale içermesi ve beden bütünlüğünü bozması çocuğun korkularını daha da arttırmaktadır. Çocuk giderek sünneti penisinin tamamının kesileceği bir operasyon olarak görmeye başlar ve korkuları daha da artar. Buna erişkinler tarafından yapılan penisin tamamı ile kesileceği şeklindeki gereksiz, kaba ve abartılı şakaların eklenmesi ile de sünnet çocuk için içinden çıkılmaz, korkutucu ve dehşet uyandırıcı bir tablo haline gelir. Dolayısı ile bunların engellenmesi ve çocuğa uygun bilgiler vererek sünnete hazırlanması önemli bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sünnet için en uygun yaşlar 0 – 3 yaş arası ve 6 yaş üzeridir. Yani bir başka deyişle en uygunsuz yaş 3 – 6 yaş arasıdır. Bu dönemde çocukların temel cinsel kimlik duygusunu geliştiğinden zedelenmemesi çok önemlidir. Bu dönemdeki erkek çocuklar giderek babalarına daha çok özenmeye ve onlar gibi davranmaya başlarlar. Ancak tüm bu özenme sırasında “Baba” gibi olabilmek için penisinin de orada olduğundan emin olmak isterler. Ama bu her zaman mümkün değildir. Bu dönemdeki çocuklarda belirgin olarak görülen korkulardan biri de penislerini kaybedecekleri korkusudur. Bu korku, dönemsel olup çocuğun olgunlaşması ile giderek azalmaktadır. Tüm bu nedenle 3 – 6 yaş arası çocukların sünnetten daha olumsuz etkileneceği düşünüldüğünden sünnet yapılmaması önerilmektedir.
Sünnet yapılmadan önce çocuğun mutlaka bilgilendirilmesi gerekmektedir. Yapılacak olan bu sıradan işlem hakkında yaşına uygun bilgi verilmesi uygundur. Bu konuşmaların ise baba tarafından yapılması daha uygun görülmektedir. Baba konuşması sırasında sünnette yapılacak işlemleri, penisinin tamamının değil sadece üzerindeki deri parçasının alınacağını, bunun bir miktar acıya sebep olacağını ancak zamanla bunun geçeceğini çocuğu korkutmadan, abartmadan ve yaşına uygun bir şekilde anlatması gerekmektedir. Bu sırada kendisinin de sünnet olduğunu söylemesi çocuğun rahatlamasını sağlayacaktır.
Çocuğun sünnet öncesinde sünnet yapılacak yere götürülmesi, sünneti yapacak doktor ile tanışıtırılması ve hastanede yapılacak işlemlerle ilgili olarak doktorundan bilgi alması yine çocuğun kaygılarını ve korkularını azaltacaktır. Sünnetin lokal anestezi yerine genel anestezi altında yapılması çocuğun sünnetten olumsuz etkilenmesini ve hayatı boyunca travmatik bir olay olarak hatırlamasını önleyecektir.
Tüm bu bilgilendirmelerin özellikle 6 yaş üzerindeki çocuklar için olumlu bir hazırlık süreci olduğu ve sünnetin yarattığı olumsuz etkileri bir nebze azalttığı görülmektedir. Ayrıca sünnet sonrasında yapılan kutlamaların ve hediyelerin önemli olduğunu da unutmamak gerekir. Kutlamaların özellikle sünnete yüklenen kültürel anlamları çocuğun daha iyi anlamasını sağladığı ve onu olumlu etkilediği bilinmektedir. Ayrıca kutlamaların kendisini daha büyümüş bir erkek gibi hissetmesine katkıda bulunduğu düşünülmektedir.