Klinik ve Gelişim Psikoloğu Ziliha Uluboy
Oyun ve oyuncaklar çocukların gelişiminde temel gereksinimdir. Çocuklar oyun oynayarak büyür ve duygularını kontrol eder, üzüntülerini ve travmalarını tedavi ederler. Oyunlar çocukların iç dünyalarını dışa ifade etme yolu, oyuncaklar da araçlardır. Ünlü oyun terapisti Garry Landreth, “Oyun çocuğun dili, oyuncaklar ise onların kelimeleridir” demiştir.
Oyunların dili evrenseldir. Oyuncakların dili ve cinsiyeti olmaz. Çocuklar aynı dili konuşmadan oyun kurup oynayabilirler veya oyuna dahil olabilirler. Her yer ve her şey çocukların oyun alanı ve oyuncağı olabilir. Kum, taş, tahta, çarşaf, yastık, ev ve mutfak aletleri, ya da hayali kurdukları oyunlar ister sokakta ister kapalı alanda olsun oynamaya her an hazırdırlar.
Oyuncak seçiminde kız-oğlan ayrımı yapmadan çocukların her çeşit oyuncakla oynamasına ve sevdikleri insanların rollerine bürünmelerine fırsat vermelisiniz. Evcilik oyuncakları, anne-baba ve çocuk figürleri çocukların aile dinamiklerini canlandırmasına destek olduğu için çok faydalıdır. Rol yapma ve teatral oyunlar çocuğun özgüvenli bir birey olarak büyümesine zemin hazırlar. Bunun yanında öğretmen çocuk ilişkisini de anlamamıza yardımcı olur. Çocuğunuzun nasıl bir psikolojik durum içinde olduğunu oyuncak bebeklerine, kendine veya size verdiği rollerle gözlemleme fırsatınız olur. Burada bir ekleme yapmakta fayda var, oğlan çocuğuna bebek veya evcilik oyuncakları ile oynamayı kısıtlarsanız bunlardan yoksun bırakacağınızı unutmayın.
Oyuncakçılarda kız—oğlan oyuncakları olarak ayrılan bölümleri önemsemeyin! Toplumsal cinsiyet rolleri çocukken öğrenilir. Ayrıştırılan oyun/caklar eşitlik ilkesini çocukların elinden alır. Toplum içinde kadın ve erkek rolleri ayrılmıştır. Erkeğe güçlü olması, acı çektiği anlarda ağlamaması gerektiği; kadına duygusal olması, evdeki bakım veren kişi olacağı yetişkinlikte öğretilmemiştir. Her iki cinsiyete de ağır yükler çocukluktan itibaren verilmektedir. Çocukların eşitlikçi, empati yeteneği yüksek, adaletli ve karşısındaki insana saygı duyan bir birey yetiştirmek için her çeşit oyuncakla oynamasına imkan vermeli, oyuna ve oyuncaklara cinsiyet yüklememeliyiz.
Çocuğunuz sizinle rol verme oyunları oynamak isterse katılın. Böylece hayatındaki insanları canlandırmasına ve kişilik gelişimine destek vermiş olursunuz. Ama oyunu çocuğunuzun yönetmesine izin verin. Ne rolü veriyorsa onu oynayın. ‘Çocuğum bu oyun böyle oynanmaz şöyle oynanır’ deyip çocuğun hayal dünyasına ket vurmayın.
Çadır alın veya sandalyelerin üzerine bir çarşaf atarak kendiniz yapın. Kapalı küçük ortamlar çocuğun kendini güvende hissetmesine yarar. Işıkları kapatarak bir fener yakarak birlikte güzel bir oyun kurabilirsiniz.
Çocuğunuzla birlikte şarkı söyleyip dans edebilirsiniz. Özgüveninin gelişmesine katkıda bulunacak ve duygularını düzenleme fırsatı vermiş olacaksınız. Müzik hepimizin duygularına iyi gelir.
Son yıllarda evlerde ve okullarda çocuklar için zeka, psiko-motor, bilişsel ve davranış gelişim oyunları çok fazla öne çıkmıştır. Ancak duygusal gelişimleri gözden kaçıyor gibi görünmektedir.
Ailece oynayacağınız oyunlar kelime oyunu, isim-hayvan, yılan oyunu, monopoly, satranç gibi oyunlar çocuklarınızın çok hoşuna gidecektir. Hele ki günümüzdeki elektronik araçlar dışında başka oyun bilmeyen çocuklar için çok gereklidir. Üç taş, beş taş gibi eskiden oynanan oyunların öğretilmesini de ayrıca tavsiye ederim ki çoğu oyuncakta gerektirmiyor.
Şiddet içerikli oyunların ve silah – savaş aleti gibi oyuncakları kesinlikle evinizde ve okulunuzda bulundurmayınız. Eğer çocuğunuz bunlarla oynamakta ısrarlı ise ona yaşına uygun bir şekilde karşınızdaki birine zarar vermenin çok kötü bir şey olduğunu açıklarsanız anlayacaktır.
Araştırma sonuçlarına göre şiddet içerikli oyun oynayan çocuklar daha saldırgan olmaktadır.
Popüler kültür oyuncaklarının değerlendirmesini ise bir başka yazının konusu olarak saklıyorum.
Çocuklarınızla oyunun büyüsüne kendinizi kaptırmanızı ve çok eğlenmenizi dilerim.