Klinik Psikolog Melis Göksoylu
Çocukların okula başladığı dönem hem çocuk hem de ebeveynler için zorlu bir süreç olabilmektedir. Her çocuk aynı yaşta okula başlamamaktadır. Bazı aileler yoğun çalıştığı veya evde bakacak birinin olmamasından dolayı çok küçük yaşta çocuklarını okula göndermektedir. 0-2 yaş döneminde anne-çocuk arasında bağlanma gerçekleşmektedir. Çocuğun anneye sağlıklı bağlanması okula başlayacağı yıllarda daha kolay ayrımlaşabilmesi açısından da önemlidir. Çünkü bebeklik döneminde anneye bağımlı olmayan çocuk bağımsızlaşmakta da güçlük yaşayabilmektedir. Aynı zamanda anneyle güvenli bağ kurabilmesi hayatının temelini de oluşturmaktadır. Ailesi ile bağ kuran çocuk okula başladığı zaman aynı şekilde öğretmeni ile de bağ kurmaya başlayacaktır. Çocuk öncelikle öğretmenine güvenir, ardından arkadaşlarını ve okulu tanımaya, keşfetmeye başlamaktadır. Özellikle okul öncesi dönemde çocuk okula başlarken ihtiyacı olan şey onun yaşadığı duyguyu ebeveynin anlayabilmesidir. Çocuk anneden ayrıldığı zaman içinde bir özlem duygusu oluşur ve üzüntü yaşar. O an ihtiyacı olan tek şey onunla göz teması kurup veya kucağımıza alıp “Anne işe gittiği için çok üzgünsün”, “ Anne işe gittiği zaman onu çok özlüyorsun” dememizdir. Böylece çocuğun bilinç altı diyecek ki “Annem beni anlıyor”, “Bu yaşadığım normal bir duygu ve bu duygunun adı da özlem, üzüntü”. Ebeveynin çocuğa bu şekilde aynalama yapması çocuğun kendini anladıklarını düşünmesi ve güvende hissetmesi adına önemli bir gelişim aşamasıdır. Çocuğun okula başlama sürecinde ebeveynin de hazır olması önemlidir. Çünkü aile hazır değilse kaygılanmakta ve bu da çocuğa yansımaktadır. Çünkü kaygılarımız bulaşıcıdır. Çocuğunuzu okula başlatmaya karar verdiğiniz zaman öncelikle onu okula göndermeye duygusal olarak hazırlamalısınız.
Benden ayrılabilecek mi?
Bir çok anne baba bu kaygıyı yaşamaktadır. “Ya benden ayrılamazsa?”, ”Ya çok ağlarsa?” gibi kaygılanmaktadır. Her çocuk bu tepkileri vermese de bunlar, bazı çocuklarda görülen normal davranışlardır. Anne babalar çocukları okula başlamadan önce anneden kısa süreli ayrılıklar yaşaması sağlıklıdır. Evde oyun oynarken kendi başına da oyun oynayabilmesi için anne-baba çocuğu teşvik etmelidir ve yaşına göre yapabileceği birçok kazanımı hala sizden talep ediyorsa kendi yapması için cesaretlendirmelidir.
Çocuğunuzu okula hazırlama sürecinde neler yapabilirsiniz?
- Aile okula karar verdikten sonra okulu tanıtarak birlikte gezebilirler.
- Okula gitme rutinini çizerek anlatabilirsiniz. Çocuklar oyunla ve görsellerle somut olarak öğrenirler.
- Okula gitmeden bir gün önce giysilerini birlikte seçebilir, çantasını hazırlayabilirsiniz.
- Okula başladıktan sonraki süreci ona “Ben sabah seni okula götüreceğim, sonra işe gideceğim, akşam seni alacağım ve beraber eve gideceğiz” gibi basit ifadeler kullanarak anlatabilirsiniz. Çok konuşmak çocuğunuzu kaygılandırabilir.
- Okula başlamasını gereğinden fazla gündem maddesi haline getirmemeye özen göstermelisiniz.
Okula başlama sürecinde çocuğun tek ihtiyacı annesinin onun içinde yaşadığı duyguları anlamasıdır. Çocuklar farklı gelişim dönemlerinde birçok stresle baş etmek durumunda kalmaktadır. Ve yaşamın getirdiklerini ortadan kaldırma şansımız olmadığından ne kadar istemesek de çocuklarımız bu stresleri çeşitli boyutta yaşayacaklardır. Ancak onların yanlarında olup “Seni anlıyorum bunlar senin için hiç kolay değil” deyip aynalama yapmamız çok önemlidir.
Okul öncesi çocuklarının okula başladıkları ilk günlerde belirli bir süre çocuk okulda bir aile üyesi ile birlikte kısa süreli zaman geçirmelidir. Fakat özellikle ilk günlerde uyku ve yemek öncesi çocukların aranması gerekmektedir. Daha sonra çocuk okula güvendikçe daha rahat olacağından belirli bir süre sonra öğle yemeği ve uyku ya da kalmaya başlayacaklardır. Okula ilk başlanıldığı dönemde çocuğun okulda bir bağlanma figürü olmadan, tanımadığı bir ortamda tek başına bırakılması travmaya sebep olabilecek sonuçlar doğurabilmektedir. Okula bir aydır devam eden fakat halen daha ağlayarak giden çocuğun ailesi bir uzmana başvurmalıdır.