Ümmü Gülsüm Çinici
Bir zamanlar bir deniz varmış. Bu denizde pek çok canlı yaşarmış. Balıklar, mercanlar, midyeler… Bir de dev bir dalgayla bu denize gelen yavru bir ıstakoz.
Istakozun kalın, kırmızı bir kabuğu varmış. Dışardan bakanlardan kimi ondan korkar, kimi onunla dalga geçermiş. Istakozun kabuğu sertmiş ama kalbi yumuşacıkmış.
Istakoz sürekli yalnızmış. Gündüzleri denizin dibinde kalır, geceleri karaya çıkarmış. Işığı da sıcağı da sevmezmiş.
Yine bir gece ıstakoz karaya çıkmış. Dolunay varmış. Annesiyle dolunayı izlediği bir anısını hatırlamış birden. Gözyaşları yanaklarından akıp gitmiş.
O gece ıstakozun gözyaşlarını biri fark etmiş. Bu bir ıhlamur ağacıymış. “Selam. İyi misin? diye sormuş ona.
Istakoz bir anda döküvermiş içini ıhlamura. “Dolunayı görünce annemi hatırladım. Onu çok özlüyorum. Burada yapayalnızım.” demiş. Ihlamur “Ben de annemi çok özlüyorum. Üzülme ben yanındayım, yalnız değilsin artık!” demiş ona.
Onlar kısa sürede arkadaş olmuşlar. Her gece sohbet etmişler. Istakoz, arkadaşını görmek için gündüz bile karaya çıkmaya başlamış. Her defasında arkadaşına selam verip, gülümsüyor sonra dibe dalıyormuş.
Bir gece ıhlamur “ Sen hiç arkadaş edinmeyi denedin mi?” diye sormuş. Istakoz “ Hayır!” demiş. Bu defa ıhlamur “Belki sen bir adım atsan, onların yanına gitsen bir defa, bazı şeyler değişir.” demiş. Istakoz “ Bilemiyorum ki!” deyince ıhlamur “Denemeden bilemezsin.” diye onu cesaretlendirmiş. Istakoz deneyeceğine söz vermiş.
Sabah bir grup balık mercan resifinin etrafında toplanmış, ebelemece oynuyormuş. Istakoz ıhlamurun söylediklerini hatırlamış. Yanlarına yaklaşmış. Balıklar onu görünce oyunu durdurmuşlar. Istakoz korktuklarını hissetmiş ve “ Size zarar vermem. Sadece oyununuza katılmak istiyorum. Beni aranıza alır mısınız? “demiş. Balıklar kendileriyle ilk kez konuşan ıstakozu aralarına kabul etmişler. Balıklar kadar hızlı hareket edemeyen ıstakoz ebe olmuş. Hatta o gün defalarca ebe olmuş. Oyunun sonunda tekrar oynamak için sözleşmişler. Istakoz mutluymuş. Yaşadıklarını ıhlamura anlatmak için sabırsızlanıyormuş. Gece arkadaşına gitmiş ve uzun uzun konuşmuş onunla.
O günden sonra ıstakozun başka arkadaşları da olmuş. Sevmeyi ve sevilmeyi kim istemez ki?