Çocuklar bugün hiç olmadığı kadar farklı çeşitlerde gıdanın bulunduğu bir dünyada yetşiyorlar. Tüm dünyadan gelen şaşılası çeşitte yiyecekler süpermarket raflarını, restoranları ve pek çok alışveriş merkezindeki yiyecek reyonlarını dolduruyor. Sağlıklı yiyeceklerin büyük bir pazarı olmasına rağmen, evebeynlerin büyük bir kısmı nasıl bir beslenme tarzının çocukları için en iyisi olacağı ve çocuklarını nasıl beslemeleri gerektiği konusunda problem yaşamaktadır. Günümüzde çocukların beslenme örüntüleri genellikle kalori açısından yüksek fakat besin değeri açısından düşük yiyeceklerden oluşmaktadır. Bu nedenle anne babaların beslenme konusunda doğru bilgiler edinmeleri önemlidir.
Ek besinlere geçildiği ve çocukların yeni besinlere alıştırılmaya çalışıldığı ilk yaş geçtikten sonra, bebeklerin haraketli minik çocuklar haline geldiği, konuşmaya başladığı ve beslenme sürecinde daha aktif bir rol oynadığı ikinci yaş dönemi anne babaların karşısına yeni zorluklar çıkartmaktadır. Yaşamın ilk yılında bebeğin bedeni bir büyüme patlaması yaşar, sadece on iki ay içerisinde kilosu neredeyse üç katına çıkar. Ancak bir yaş sonrası dinlenme zamanıdır ve doğum ağırlığının dört katına çıkması neredeyse bir yıllık bir sürede gerçekleşir. Pek çok evebeyn bebekleri ikinci yılında birden bire daha az yemeye başlayıp yemeklere olan ilgisini kaybedince endişelenir, ancak bu durum hemen her zaman büyümek için daha az yakıta duyulan ihtiyaçtan kaynaklanır. Bebekler her öğünde farklı miktarlarda besin tüketebilirler. Araştırmalar bebeklikten çocukluk dönemine geçişte çocukların her öğünde farklı yiyebileceğini, ancak genellikle günlük aldıkları kalorinin sabit olduğunu göstermiştir. İştahsızlık ancak birkaç öğün üst üste devam ediyorsa ya da çocuğunuzun büyümesi normalin altında kalıyorsa sizi endişelendirmelidir. Büyüme devam ettiği sürece aç olmadıkça, çocukları yemeklerini bitirmeye zorlamanın bir gereği yoktur. Küçük çocukların çok miktarda yemek yemeye uygun olmayan küçük mideleri vardır. Bu nedenle gün içerisinde sık sık yemeleri daha uygundur. Ancak yine de yemek saatlerini benimsemeleri açısından aileyle yemek saatlerinde sofraya oturmaları ve küçük miktarlarda da olsa düzenli olarak 3 ana öğün tüketmeleri önemlidir. Ara öğünler çocuğun beslenmesinde kritik bir yer tuttuğu için atıştırmalık şeylerle geçiştirmek yerine sebze ve meyvelerin beslenmeye katılması için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmelidirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta çocuğun kendisi için yararlı bir besini yemeyi reddedip tatlıya veya sağlıksız besinlere geçmek istemesidir. Bu noktada anne babanın tavrı çok önemlidir. Çocukları yemekle ödüllendirmek veya cezalandırmak yalnızca yemekle ilgili sağlıksız alışkanlıklar kazanmasına yardımcı olur. Onlara iki sağlıklı besin arasında tercih yapma şansı verilmeli ve bazı yiyecekleri reddetmelerine izin vererek seçimlerine saygı duyulduğu gösterilmelidir. Yasaklanmış yemek kavramlarından kaçınılmalı, yemekler ilginç şekillerde kesilip hazırlanarak onlara sunulmalıdır. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da çekici yiyeceklere yönelim daha fazladır. Anne ve babaların kendi besin seçimlerine dikkat etmeleri ve çocukların önünde besinlerle ilgili yorum yapmaktan veya olumsuz yüz ifadeleri takınmaktan kaçınması, çocuğun besinlere karşı objektif bir bakış açısı kazanmasını sağlar. Anne ve babanın tüketmek istemediği yararlı bir besini çocuğun tüketmesini beklemek mantıklı olmadığı gibi, çocuk tarafından tüketimi istenilmeyen bir besinin çocuğun yanında anne babalar veya diğer aile büyükleri tarafından tüketiminin yapılması da, doğru bir davranış şekli değildir. Sağlıklı bir beslenme alışkanlığının gelişebilmesi için çocukların yemek yerken oturmasına özen gösterilmelidir. Ayakta dururken, yürürken veya uzanmış haldeyken yemek yemeleri yemek yeme davranışının farkına varılmasını zorlaştırır. Zaman zaman kendi servislerini kendilerinin yapmasını sağlamak yemek yemeyi onlar için daha eğlenceli hale getirmeye yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak, her çocuk farklı alışkanlıklara, damak tadına ve büyüme hızına sahip farklı bir bireydir. Bu nedenle çocuğunuzu diğer çocuklarla karşılaştırıp onlarla aynı boya, kiloya ve aynı yeme davranışlarına sahip olmasını beklemek doğru değildir. Ancak 4 besin grubunun (sebze ve meyveler, et, yumurta ve kurubaklagiller, Süt ve süt ürünleri ve Ekmek ve tahıllar) çeşitli şekillerde ve dengeli bir şekilde çocuk tarafından 3 ana öğün ve çeşitli ara öğünlerde tüketiminin benimsenmesi, yeterli ve dengeli beslenme ve sağlıklı yeme davranışlarının oluşturulmasına katkıda bulunacak, böylece oyun çocuğunun okul öncesi döneme sağlıklı bir şeklide geçişi sağlanacaktır.