Uzm. Diyetisyen Selen Teksoy Tamel
Çocukluk çağında hatta bebeklik döneminde öğrenilen sağlıklı beslenme alışkanlıkları gelecekte sağlıklı nesiller yetişmesini sağlamaktadır. Hep bilinen bir atasözünü tekrar hatırlatmak isteriz. “AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR.”
Çocukların obeziteden korunması, obezitenin oluştuktan sonra çözümlemeye çalışmaktan daha kolaydır. Bu nedenle çocuğun beslenmesinden sorumlu kişiler ve ebeveynler için birkaç öneri:
- Çocuk, düzenli öğün yemeye alıştırılmalıdır. Öğün atlamaması çocuğunuzun gelişimi için en önemli noktaların başında gelmektedir. Büyüme çağında öğün atlayıp gün içerisinde alması gerekli olan besinleri yeteri kadar almaması büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkileyecektir.
- Günlük beslenmesinde tüm besin gruplarına yer verilmelidir. Tabağında her öğünde beş besin grubundan olmasına özen gösterilmelidir. Bu besin gruplarına bakacak olursak süt ve süt ürünleri (yoğurt, peynir, ayran, kefir…), et, yumurta ve kurubaklagil grubu, tahıl ve tahıl ürünleri (ekmek, pilav, makarna…), sebze ve meyveler, yağlar (tabii ki sağlıklı seçimler olmalıdır, zeytin yağı, tahin, zeytin, ceviz, badem…)
- Su içme alışkanlığı kazandırılmalı, hazır meyve suları ya da kolalı içecekler gibi meşrubatlardan uzak tutulmalıdır. Sağlıklı enerji kaynakları yerine daha kaliteli enerji kaynakları ile gelişimini doğru yönde desteklemek önem taşımaktadır. İçecek olarak su dışında ayran, kefir, süt gibi önerebileceğiniz daha sağlıklı seçimler vardır.
- Yemek, ödül olarak kullanılmamalıdır. Ödül veya ceza olarak yemeğin kullanılması çocuklara yanlış bir mesaj vermekte ve ileriki yaşlarda yemek seçimlerinde olumsuz etkiler bırakabilmektedir.
- Yeme konusunda çocuğa baskı yapılmamalıdır. Çocuklarımızın mide kapasitesini kendimizinki gibi düşünmemeliyiz. Doyduğu an onları dinleyip onların beden algılarına saygı duymalıyız. Tabii ki yemek öğününün hemen sonrası abur cubur olarak adlandırdığımız gruptan seçimler yapıyorsa o zaman doymak konusunu tekrar sorgulamanız gerekmektedir. Bazen çocuklarımız öğünü bir önceki paragrafta açıkladığım gibi abur cubur ödülüne giden bir basamak olarak görebilmektedir. Bunun için de tetikleyici cümle “ Bu yemeği yersen istediğin yemişi yiyebilirsin.” cümlesi olabiliyor.
- Öğünler dışında abur-cubur olarak adlandırılan yağlı, şekerli ve fastfood tarzı gıdaların tüketimi önlenmeli ve çocuk bunları tüketmeye alıştırılmamalıdır.
- Ara öğünlerinde süt+meyve, meyve+ceviz/fındık/badem, meyveli yoğurt (kendinizin yaptığı) ekmek+peynir+domates gibi sağlıklı gıdalardan oluşan öğünler oluşturulmalıdır.
- Yavaş yavaş değişik besinler tattırılmalı ve sağlıklı-sağlıksız gıda ayırımı öğretilmelidir. Aynı besinleri farklı şekilllerde sunmak hiç yemek istemediği bir besini severek yemesine neden olabilmektedir.
- Sabahları kahvaltı yapmak istemiyorsa evden çıkmadan hiç değilse 1 bardak sut + 1 meyveden oluşan bir kahvaltı yapmasını sağlayın. Boş bir mide olmasında çok daha iyi olacaktır. Özellikle okul döneminde bütün gecenin açlığından sonra ve bütün depoların tükendiği uzun bir sürenin sonunda kahvaltısız okula gitmek demek ilk öğünü yediği saate kadar anlatılanların anlaşılamaması demektir. Dolayısı ile yavaş yavaş kahvaltı alışkanlığını kazandırmaya çalışmak çok önemlidir.
- Çocuğun, yaşına uygun ve uzun süre yapmaktan vazgeçmeyeceği, severek devam edebileceği bir egzersiz programına katılması sağlanmalıdır. Çocukluk çağında sevebileceği bir fiziksel aktivite ile onu tanıştırmak gelecekte sporu severek yapmasına büyük katkı koymaktadır. Ancak zorla yapılan sporlar keyif alınmayan ve dolayısı ile devamı olmayacak sporlardır.
- “Tombul” çocuğun sağlıklı çocuk olmadığı yetişkinlerce kabul edilmelidir.