Sosyal Hizmet Uzmanı Yardımcı Doçent Ayşe Özada Nazım
Ödül ve ceza, çocuk eğitiminde anne-babalar tarafından sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Anne-babalar çocuklarında istendikleri davranışları sağlamada çeşitli ödülleri, istenmedik davranışları yok etmede de cezayı kullanırlar. Bu yöntemlerin yararları ve zararları hakkında görüş ayrılıkları devam etmektedir. Ödül, kişiye istenen davranışları gerçekleştirmesi için pekiştiricilerin sunulmasıdır. Bir başka deyişle, koşula bağlı olarak verilen ve kişi tarafından cazip görülen bir obje ya da etkinliktir. Ödülün çeşitli şekilleri bulunmaktadır. Davranışa ilişkin beğeniyi ifade eden sözel ödüller, eylemler ve maddi ödüller. Örneğin, ‘Aferin, teşekkür ederim, çok güzel’ gibi sözler sözel ödül sayılırken, çocuğa sevgi ile bakma, sarılma, gülümseme ise eyleme dayalı ödüllere örnek olarak verilebilir. Bir objeyi ödül yapan onun “koşula bağlı” olarak verilmesidir. Örneğin çocuğun derse katılım koşulu, ödevini bitirme koşulu, sınavında iyi bir not alma koşulu (performans) ve bir yarışmayı kazanma koşulu. Unutulmaması gereken, bir emek karşılığında verilen obje ya da paranın ödül olmadığıdır.
İstenmeyen davranışları bastırmak içinse cezalandırma yaygın olarak kullanılmaktadır. Cezalandırma ödül gibi aile, okul ve kurum bakımın verildiği mekanlarda olduğu gibi pek çok yerde başvurulan bir yöntemdir.
Cezalandırma, ödüle benzer şekilde, sözel, eylemsel ve maddi olarak üçe ayrılmaktadır. Korkutma, tehdit, bağırma sözel cezalar arasında yer alırken, kaşları çatma, surat asma ve odaya kapatma eylemsel ceza şekilleri arasındadır. Maddi ceza verme ise daha çok çocuğu sevdiği bir şeyden mahrum bırakma, istediği şeyi almama şeklinde uygulanmaktadır. Ne yazık ki cezanın kalıcı bir etkisi bulunmamaktadır. Ceza sadece istenmeyen davranışı belirtir. Ancak neyin yapılacağına ilişkin yol gösterici değildir (Casey ve Carter, 2016). İstenmeyen davranışı durduruyor gibi gözükse de, aslında onu pekiştirme potansiyeline sahiptir. Cezayı uygulayan kişi hakkında negatif (öfke, nefret, kin gibi) duyguların oluşmasına sebep olabileceğinden bir o kadar da tehlikelidir. Ayrıca çocuk büyüdükçe cezalandırılma korkusu etkisini kaybetmektedir.
Cezanın olumsuz etkilerinden biri de; çocuğun cezadan kaçınmak için yalan söyleme, aldatma ya da hiç söylemeyip, olmamış gibi davranma şeklindeki davranışlara da başvurabileceğidir. Pek çok çocuk eğitimcisi ödül vermek yerine çocukları motive etmenin, cezalandırmak yerine de onlara yardım etmenin işe yarar bir çözüm olacağını belirtmektedir (Turgeon, 2018; Bolat, 2016).
Kısaca, ödül ve ceza yerine çocuklara “Seni görüyorum. Anlamak ve yardım etmek için buradayım. Senin yanındayım.” Şeklinde süreklilik gösteren bir anlayış çocuğa istenilen davranışları kazandırmada kalıcı bir etkiye sahip olacaktır.
Unutulmamalıdır ki çocuklar anne-babalarını taklit eder ve taklit yolu ile öğrenirler. Kazandırmaya çalıştığımız her davranışın öncelikle anne-baba tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine bakılması gerektiği açıktır. Ebeveynlerin disiplinli ve düzenli davranışlar sergilemeleri çocukların bu süreci içselleştirebilmeleri açısından yararlı olacaktır.
Kaynaklar
Bolat, Ö. (2016). Beni Ödülle Cezalandırma. Doğan Kitap: İstanbul.
Casey, Laura B. and. Carter, Stacy L. (2016). Applied Behavior Analysis in Early Childhood Education: An Introduction to Evidence-based Interventions and Teaching Strategies, New York: Routledge.
Turgeon, H. (2018). Which is Better, Rewards or Punishments? Neither. The New York Times. https://www.nytimes.com/2018/08/21/well/family/which-is-better-rewards-or-punishments-neither.html