Bilişsel Davranışçı Terapist,
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Selcen Esenyel
Korku, görünen ya da görünmeyen tehlikeler karşısında canlının kendini korumasına olanak tanıyan bir tepkidir.
Temel duygulardan biri olan korku sayesinde tehlikelere karşı hazırlıklı olmayı dolayısıyla güvende kalmayı sağlarız.
Çocuklar, zihinsel ve duygusal gelişim dönemlerine göre farklı farklı korkular yaşarlar. Yani aslında korkular sağlıklı duygusal gelişimin normal bir parçasıdır.
Her dönemde ayrı korkular görülür. Böylece çocuklar çevreleriyle baş etmeyi öğrenirler.
HANGİ YAŞLARDA HANGİ KORKULAR GÖRÜLÜR?
0—2 Yaş Dönemi
Bebekler 5 ila 9. aylarda korku tepkileri vermeye başlarlar. Hayatla ilgisi tecrübesi ve bilgisi olmayan bebek için çevresinde var olan nesne, kişi ve olaylar ürkütücüdür. Gürültüler, alışılmamış bir nesne, bir yabancı yüz gibi. Bebek, acıkma, susama, altının ıslanması gibi kendi içinden gelen neden ve ihtiyaçlara da korku tepkisi gösterebilir. Çocuk çevresini tanıdıkça, beden gücü ve zihin yetenekleri geliştikçe, bu korkular azalarak diğer gelişim dönemine geçer.
2—6 Yaş Dönemi
Yürüme, konuşmaya başlama gibi motor gelişimin ve etrafındakileri keşfetmenin dönemi olan 2-6 yaş arası ayrıca korkuların arttığı bir dönemdir. Keşifle birlikte değişen her şeyi merak ettiği için somut herşey korkutucu olabilir. Karanlık , gök gürültüsü, evdeki bir oyuncak veya eşya, belli kişiler veya yerlerle karşı karşıya kaldıklarında korkuyorum demeye başlar.
İki-dört yaşlarında kayıp ve ayrılığa karşı hassasiyet görülür. Yalnız kalmak, karanlık, yılan, köpek, sinek gibi hayvanlar korku yaratabilir.
Dört yaşından okul dönemine kadar aynı nedenlerle korku uyandıran nesnelerin çeşidinde, sayısında, şiddetinde önemli değişiklikler meydana gelir. Karanlık, yalnız kalmak gibi korkuların yanı sıra sel, deprem gibi doğa olayları korkuları, kendilerinin veya başkalarının hastalanma korkusu, hırsız korkuları, hayal ürünü yaratıklar, doğaüstü güçler gibi korkuları vardır. Okul öncesi dönemle birlikte bu korkuların sayısı ve çeşidi azalır.
6-12 Yaş Dönemi
Çocuk altı yaşından sonra okula başlar ve artık içinde bulunduğu dünya ile hayal dünyasını birbirinden ayırt etmeye başlar. Hayal ürünü olan korkularından yavaş yavaş kurtulur. Ancak izlediği filmlerdeki gerçek ya da sanal kahramanlar, cinler, hayaletler gibi anlamlandıramadığı durumlar ile, gerçek yaşam olayları olan hastalık, deprem yangın ile anne babasının ayrılması, boşanması gibi olaylar endişe verici olabilir. Okula başlamayla okul korkusu, düşük not alma, başarısız olma, sınıfta kalma, öğretmenin kendisine kızması korkuları bu döneme eşlik edebilir. Özellikle başarısız olma korkuları sadece okulda değil spor aktivitelerinde, resim yapma gibi çeşitli faaliyetlerde de hissedilir, istediği gibi olmadığında hemen vazgeçer, yapmaktan kaçınır.
13-18 Yaş Dönemi
13-18 yaşlarında daha çok soyut korkular başlar. Sosyal topluluk içinde yaşanacaklardan, beğenilmemekten, kilolu görünmekten, insanların kendisiyle ilgili düşündüklerinden , rezil olmaktan, kendini ifade edememekten endişe duyarlar. 16-18 yaşlarına doğru gelecek korkusu görülür.
Aileler Ne Yapabilir?
Hangi yaşta olursa olsun korkuları olan çocuğa yetişkinler olarak korkularının olabileceği, onu anladığımızı ve onun korkularına karşı yalnız olmadığı, birlikte bu durumların üstesinden gelebileceğimiz vurgulanmalıdır.
Korkular kendini duygular aracılığıyla gösterir ama her korku açıkça görülmeyebilir. Yaşanılan korkuya bağlı olarak kaçınma davranışları veya çocuklarda regresyon dediğimiz gerileme davranışları gözlenebilir. Kardeşi doğduktan sonra tekrar altına yapma, okula başladığı dönemde gece altını ıslatma gibi.
Çocuklarımızın korkularını yenme sürecinde uygulayabileceğiniz öneriler:
- Çocuğunuzun korkularını dinleyin, korktuğu şeyle ilgili konuşmasını sağlayın. Duygularını anladığınızı belirten mesajlar verin. Duygularını küçümsemek, alay etmek, yargılamak özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Korktuğu şeyi tarif etmesini, çizmesini anlatmasını destekleyin.
- Konuştuktan sonra duygularını haklı kılın, korkunun nerden kaynaklanabileceğini birlikte düşünün. Konuşurken onun dilinden konuşmaya özen gösterin. İhtiyacından fazla ve detaylı bilgi kafalarının karışmasına ve iletişimden sıkılarak kopmalarına neden olur. Aşırı koruyucu bir tutum içine girmek, fazlaca teselli ve ikna etmeye çalışmak korkularının devam etmesine ve hatta artmasına neden olur. Ancak korkusunun olabileceğini, korkuları kaybolana kadar desteğinizi vereceğiniz güvenini anlamalarını sağlayın.
- Korkularıyla mücadele etme yollarını bulmalarına yardım edin. Yanında olduğunuz güvencesini verdikten sonra kendisi için faydalı olacak bazı olasılıkları bulmalarına yardımcı olun. Böylece seçenekleri olduğunu fark edebilirler. Karanlıktan korkuyorsa kapısını açık bırakmak, odasına gece lambası koymak asansöre binerken birlikte denemek gibi küçük adımlarla mücadele etmeye yüreklendirin. İstenen davranışların kazandırılmasında model olma, korkuların aşılması yönünden önem taşır. Bazı korkuların anne babanın korkuları olduğu fark edildiğinde, aşılamadığında, çocuğun okul, sosyal hayatını etkilemeye başladığında bir uzmana başvurmanız yararlı olacaktır.