Uzman Diyetisyen
Selen Teksoy Tamel
Çocuklarda çok sık görülen bir yakınma olan, onların günlük yaşantılarını etkileyerek, fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açan kabızlık (konstipasyon) hakkında biraz konuşmaya ne dersiniz?
Bir yetişkin olarak kabız olmanın ne kadar rahatsız edici olabileceğini biliyorsunuz. Şimdi kabızlığı olan bir bebek veya küçük bir çocuk olduğunu hayal edin. Neler olduğunu anlamaz ve yaşa bağlı olarak semptomlarını her zaman dile getiremezler. Siz farkına varmadan çocuğunuz bir süre kabız ve huzursuz olabilir.
Basitçe tanımlamak gerekirse kabızlık katı gaitanın, seyrek ve zorlukla dışkılanmasıdır. Bebeklik ve çocukluk döneminde sık görülen rahatsızlıklardan biridir. Beslenme alışkanlıklarından kullanılan ilaçlara kadar pek çok nedeni olabilir. Kronikleşmesi durumunda şiddetli karın ağrısı ile daha birçok sağlık sıkıntısına neden olan kabızlığın tedavisi için öncelikle altta yatan nedenlerin bilinmesi önem taşımaktadır. Bu nedenlerin belirlenmesi, beslenme ve hayat tarzı değişiklikleri tedavi için ilk aşamadır.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN KABIZLIK NEDENLERİ NELERDİR?
Altta yatan ciddi bir hastalık olmadan görülen kabızlıklara fonksiyonel kabızlık denir. Fonksiyonel kabızlık durumlarına 2. Yaştan itibaren rastlanmaktadır. Küçük çocuklarda bazen okul, bazen arkadaşları veya ailelerinden kaynaklanan tuvalete gitmeme sorunları meydana gelmektedir. 2 yaşından sonra gaitalarını tutmayı öğrendikleri için oyun oynarken ya da psikolojik olarak kendilerini tuvalette rahat hissetmeme gibi durumlardan dolayı tuvalete gitmek istemediklerinde kabızlık sorunu görülebilir. Bu durumda ebeveynlere çocuklarına tuvalet alışkanlığı kazandırma konusunda büyük bir görev düşmektedir.
Tuvalet alışkanlığı kazandırmada çocuğa tuvalet eğitimini doğru vermek en çok dikkat edilecek konu olmalıdır.2.5 yaşın altındaki çocuklar (özellikle kız çocukları) genelde tuvalete oturmayı reddederler. Bu çocuklar yeniden bezlenmeli bağırsak fonksiyonları düzelince tuvalet eğitimine yeniden başlanmalıdır.
Çocuklarda kabızlık; yetersiz veya yanlış beslenmenin bir sonucu olabilir ve gün boyu çocuğun tükettiği gıdalarla yakından ilgili bir rahatsızlıktır.
Ailenin yeme alışkanlıklarının kötü olması ve aile bireylerinde görülen kabızlık da çocuğun kabız olmasında etkilidir. Beslenme, kabızlık oluşumunun önlenmesinde önemli yer tutmaktadır. Genel olarak, lifli ve omega-3 yağ asitleri gibi sağlıklı yağlar bakımından zengin gıdalarla beslenmek kabızlığı hafifletebilir. Ağır yağlı, fazla karbonhidrat içeren pilav, makarna gibi besinlerin tüketimi ve besin lifi içermeyen gıdaların düzenli olarak tüketimi çocukların bağırsak hareketini yavaşlatmaktadır. Çocuklarda görülen kabızlığın önlenmesi için 6.aydan itibaren lifli gıdalara beslenmesinde yer verilmeli ve 1 yaştan önce inek sütü verilmemelidir. Gün boyu yeterli miktarda su tüketmesi de çocuğun kabızlık tedavisi için oldukça önemlidir.
Öncelikle diyetle yeterli sıvı, yeterli kalori ve yeterli posa alımının sağlanması gerekir. Zaten küçük çocuklardaki beslenme problemleri kabızlığın oluşumunda ve tedavinin uzamasında ana neden olmaktadır. Ayrıca uygun fiziksel aktivite barsak hareketlerini de olumlu yönde etkiler ve kabızlık tedavisinde önemli bir yere sahiptir.
Çocuklarda Kabızlıkta Yemek Düzeni Çok Önemli
Eskiden meyve ve sebze yeme alışkanlıkları toplumda çok yaygın iken son zamanlarda bunun yerini fast-food tarzı beslenme aldı. Posalı ve sulu yemekler yerine katı gıdalarla beslenmek çocuklarda kabızlığı tetikleyen en önemli etkenler arasında yer alıyor. Fast-food tarzı besinlerde genel olarak lif oranı çok düşüktür. Kabızlık probleminin çözülmesinde posa(lif) alımı önemlidir.
Lifler, özellikle meyve ve sebzelerde bulunur. Burada dikkat edilecek önemli nokta sebze ve meyvelerin kendilerini tüketildiğinde bu posayı almak mümkündür. Sebze veya meyve suyu tüketimi ile yeterli posa alımı çok mümkün olmamaktadır. Diyet lifi, kalın bağırsaktaki su tutulmasını ve mikrobiyal kitleyi artırarak dışkıyı yumuşatır ve geçiş zamanını azaltır. Mevsiminde olmak kaydıyla tüm meyve sebzelerin tüketilmesi önerilmektedir (bilinen allerji veya reaksiyon yok ise). Beslenme şekli posa içermeli ve diyetteki posa miktarı yavaş yavaş artırılmalıdır. Burada da vurgulanan en önemli kısım posa içeriği yüksek olan yiyecekleri yavaş yavaş değil de birden artırmaya kalkarsak o zaman aşırı gaz problemi çok rahatsız edici olabilir.
Lifler dışında diğer bir önemli konu ise su tüketimidir. Çocuklarda su tüketim alışkanlığını kazandırmak zor ve zahmetli bir süreçtir. Biz ebeveynlerin bile bu alışkanlığı kazanması zorken çocuklarda bu durum daha da zorlaşmaktadır. Su, sadece vücudunuz için gerekli mineralleri sağlamakla kalmaz bağırsakların çalışması ve dışkının yumuşaması için gereken sıvıyı da sağlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta suyun gazlı içecekler, çay gibi içeceklerden alınmaması, sadece su olarak tüketilmesidir. Sıvı olarak çay tüketilmemelidir.
Son olarak değinmek istediğim konu ise çocuklarda fiziksel aktivitedir. Çocukların sedanter bir yaşam sürdürmemesi sadece bağırsak hareketleri için değil aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için de büyük önem taşımaktadır. Yapılan birçok araştırma gösteriyor ki çocukluk çağında kazanılan alışkanlıklar yetişkinlik döneminde de devam etmektedir. Bu durumda ebeveynlere büyük görev düşmektedir. Çocuklarının düzenli olarak fiziksel aktivite yapmasına olanak sağlamalı hatta bunun için örnek olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki çocuklarımız ebeveynlerini örnek alarak yaşam tarzlarını belirlemektedirler.
ÖZETLE;
Kabız olan çocukların muz, patates, pirinç unu, pirinçli gıdalar, pilav, nişasta ve beyaz ekmeği tüketmesi önerilmemektedir ancak gerçekçi olmak gerekirse bunların sıfır tüketimi çok mümkün olmadığından tüketilecekse de olabildiğince az tüketilmesine dikkat edilmelidir.
Ailenin beslenme alışkanlıkları da kabız olan çocuğun beslenmesine uygun olacak şekilde düzenlenmelidir.
Ağır yağlı, işlenmiş ve besin lifi içermeyen gıdalar bağırsak hareketini yavaşlatacağından tüketilmemelidir.
Kabız olan çocuklarda mutlaka su tüketimi arttırılmalıdır.