Konuşma Terapisti
Irmak Arcan
Günümüzde kekemeliğin tedavisinde bir çok teknik kullanılmaktadır. Terapide kullanılacak olan teknikler, çocuğun kekemeliğinin türüne, şiddetine, farkındalığına ve yaşına göre belirlenir. Fakat genel olarak kekemelik problemi yaşayan bireylerde uygulanan konuşma terapilerinde amaç, konuşmanın akıcılığını arttırmak ve iletişimi kolaylaştırmaktır.
Çocukların bir kısmında, özellikle 2-5 yaş arasında ortaya çıkan kekemelikler terapiye ihtiyaç duyulmadan zaman içinde kaybolurken, bazı çocuklarda ise zaman kaybetmeden terapiye başlanması gerekmektedir. Terapi sürecine başlanıp başlanılmayacağı, değerlendirme aşamasında kekemeliğin kalıcı olmasına neden olacak risk faktörlerine bağlıdır. Kekemelik başlangıcından sonra 6 ay ile 1 yıl içerisinde kendiliğinden geçmeyen kekemeliklerde zaman kaybedilmeden, özellikle okul öncesi dönemde terapiye başlanılmalıdır.
Kekemelik terapisinde, çocuk odaklı terapilerin yanı sıra aile odaklı terapiler de yer almaktadır. Özellikle okul öncesindeki çocuklar için sıklıkla aile odaklı terapi yöntemi kullanılırken, okul çağı çocuklar için çocuk odaklı terapi yöntemleri kullanılmaktadır. Aile odaklı terapilerde hedef, ebeveynle aktif çalışarak çocuğun takılmalarını azaltmaktır. Ebeveynler çocuklarının akıcı konuşmalarına yardım etmek amacıyla kendi konuşma modellerini değiştirebilirler. Kullanılan yöntemler arasında; ailelerin alıştıkları hızdan daha yavaş konuşmaları, sözcükler arası duraksama, çocuklar üzerinde zaman baskısını azaltma, kekemeliğe karşı olumsuz tepki vermemek, sık soru sormak yerine soru kalıplarını değiştirmek; merak ediyorum, düşünüyorum, galiba, öyle görünüyor gibi düşünce kalıpları kullanmak. Bunların yanı sıra, aile kekemeliğin doğası ve kekemeliği arttıran durumlar hakkında bilgilendirilmelidir.
Okul çağı çocuklarda kullanılan çocuk odaklı terapi yönteminde ise izlenen terapi sırası; farkındalık yaratma, konuşmanın yeniden düzenlenmesi ve genellemedir. Farkındalık aşamasında; çocuklarla kekemeliğin doğası, kendi kekemelik düzeyleri ve kekemeliğe karşı duyarlılığı azaltma çalışılmaktadır. Konuşmanın yeniden düzenlenmesi aşamasında pek çok farklı terapi yöntemleri kullanılmaktadır. Bunlar; akıcılığın şekillendirilmesi, kekemeliğin modifikasyonu ve bütünleştirici yaklaşımlardır (akıcılık şekillendirme-kekemeliğin modifikasyonu). Akıcılığın şekillendirilmesi en sık kullanılan yöntemlerden biridir ve bu yöntemde hedef, yeni bir konuşma şekli öğretilerek akıcı olmayan konuşmayı akıcı konuşma haline getirmektedir. Bu yöntemde kullanılan teknikler; yavaş konuşma, konuşmayı uzatma, kolay cümle başlatma ve yumuşak üretimdir. Kekemeliğin modifikasyonu yönteminde ise hedef, bireyin kekemeliği ve verdiği tepkileri düzenlemektir. Bu yöntemde genellikle tipik duyarsızlaştırma ve kendine güven eğitimi ile kekemeliği azaltma çalışılmaktadır. Bu yöntemde kullanılan bazı yaklaşımlar; motivasyon, bilgilendirme, duygusal dayanıklılığı arttırma, kekemeliği azaltacak tepkiler vermeyi öğrenme ve akıcılığı günlük hayata yaymadır. Bütünleştirici yaklaşım, akıcılığı şekillendirme ve kekemeliğin modifikasyonu yöntemlerinin birlikte kullanıldığı bir yöntemdir. Bu yöntemlerin dışında okul öncesi çocuklarda, ebeveynlerin aktif katılımının sağlandığı ‘Lidcombe’ ve ‘Fun with Fluency’ gibi kekemelik tedavi programları, kekeleyen bireyin kendi yavaşlatılmış konuşmasını belirli bir gecikmeyle dinlemesi ‘Geciktirilmiş İşitsel Dönüt ( Delayed Auditory Feedback)’ gibi çeşitli yardımcı cihazlarda uygulanmaktadır.
Terapi sürecinin en son ve zor olan kısmı genelleme aşamasıdır. Bu aşamada çocuklar, klinik ortamda öğrendikleri akıcı konuşma davranışını günlük hayata aktarmakta ve korumaktadır. Genelleme aşaması klinik ortamda aktiviteler ile başlayıp, hiyerarşik bir şekilde kolaydan zora giden ortamlarda akıcı konuşma davranışlarını genelleme ile devam eder. Örneğin, klinik ortamda akıcı konuşarak en sevdiği oyunu anlatan bir çocuktan, akıcı konuşarak bunu ailesine daha sonra arkadaşına veya yabancı birine anlatmasını isteriz. Çocuğun en rahat olduğu ortamlar ve ez zorluk çektiği ortamların takip listesi, bu hiyerarşik sırayı düzenlememizde bize yardımcı olmaktadır.
Genel olarak hem yetişkinlerde hem de çocuklarda kekemeliği kontrol altına almak ve azaltmak mümkündür. Çocuk hangi yaşta olursa olsun, kekemelik ortaya çıktığı anda zaman kaybedilmeden kekemeliğin değerlendirilmesi yapılmalıdır ve geç kalınmadan terapiye başlanılmalıdır.