Ferhat Atik
ve Mine Avkıran Nur
Avukat Feyzi Hansel, çocuk hakları ve bu hakların, ülkemizdeki uygulanırlığı konusunda önemli bilgiler verdi ve hem bir avukat hem de bir ebeveyn olarak çocuklar için yapılması gerekenler konusunda Ailemiz Dergisi için görüşlerini ortaya koydu.
Avukat Feyzi Hansel, başta KKTC Anayasası olmak üzere ülkemizdeki birçok yasanın çocukların her anlamda korunmasını sağladığına dikkat çekti ve ebeveynlerin büyük bir bölümünün de çocuk haklarını içselleştirdiğini anımsattı. Hansel, ülkemizdeki tüm düzenlemeler ve bilinçli yaklaşımların yanı sıra özellikle çocuk suçluların ıslah edilmesi konusundaki altyapı sorunlarına ve pandemi döneminde online eğitimde ortaya çıkan fırsat eşitliği eksikliğine vurgu yaptı.
1 . Çocuk haklarını tanımlamak için en kısa ifade ile neler söylersiniz?
Çocuk haklarını en geniş anlamıyla, doğum öncesinden başlayarak yetişkin olarak kabul edilecekleri yaşa değin, hayat, vücut, ruh ve fikri haklarının gözetilmesi, korunması ve geliştirilmesi olarak tanımlayabiliriz.
- Çocuk hakları konusunda hazırlanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin size göre önemi nedir?
‘BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’, çocuk haklarının statüsünün tanınması ve yükseltilmesi açısından çok önemli bir kazanımdır. Ne var ki, bu sözleşme kendi başına bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü, bu sözleşme, sözleşmenin taraflarının konu hakkındaki niyetini ve çalışma azmini ortaya koymakla beraber, kendi başına uygulanabilen veya kendi başına hüküm ve sonuç doğuran bir metin değildir.
- Çocuk haklarının ülkemizde uygulanırlığı konusunda neler söylersiniz?
Ülkemiz, çocuk haklarının tanınması ve korunması bakımdan oldukça iyi bir durumdadır. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi akdedilmeden önce kaleme alınmış olan Anayasamız, çocukların korunmasına ilişkin amir hükümler içermektedir. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1996 yılında ülkemizde de tanınmıştır. Ülkemizde çocuk hakları, çeşitli yasalarla da korunmaktadır. Örneğin Küçük ve Müsriferin Korunması Yasası, Evlilik Dışı Çocuklar Yasası, Çocuk Suçlular Yasası, Milli Eğitim ile ilgili yasalar, Asgari Ücret Yasası, Aile Yasası gibi yasalarımızda çocukların korunması ve haklarının yüceltilmesine ilişkin kapsamlı düzenlemeler mevcuttur. Her ne kadar, günlük hayatımızda çocuk hakları kavramları soyut ya da havalı kelimeler olarak kullanılsa da, halkımızın ezici çoğunluğu çocuk haklarının korunması bakımından kendine özgü içsel bir refleks geliştirmiştir. Aslında insanımız, çocukların değerini, önemini içselleştirmiş ve benimsemiştir. Günlük hayatımızı genellikle bu bilinç içerisinde kurgulamaktayız. En güzeli ise, bunu yaprken mevzuatı düşündüğümüzden ya da bir yaptırım korkusundan değil, gayrıihtiyari veya doğal olarak yapıyor oluşumuzdur. Tabii ki, sorunlar da yok değildir. Bilhassa, çocuk suçlular ile ilgili mevzuatımız, günün koşullarına uygun düşmemektedir. Dahası, çocuk suçluların ıslah edilmesi, topluma kazandırılması gibi konularda altyapı eksikliklerimiz de ciddi sorunlara yol açmakta ve ıslah müessesesinin etkinliğini sekteye uğratmaktadır.
- Son yıllarda öne çıkan ve en çok ihlal edilen çocuk hakları nelerdir?
İfade ettiğim gibi, çocuk suçluların yargılanması, cezalandırılması, ıslah edilmesi konularında ciddi eksikliklerimiz bulunmaktadır. Maalesef yıllardır bu konuda arzu edilen yol kat edilememiştir. Gerçi son dönemde Çocuk İzlem Merkezleri Yasası çalışmaları yapılmış ve Meclis Komitesi’nin gündemindedir. Bu, iyi bir gelişmedir. Gelin görün ki, çocuk haklarına ilişkin esas ihlal bence bambaşka bir noktadadır. Dedim ya, çocuklarımızı korumayı ya da haklarına saygı duymayı içselleştirdik. Bazen, bu konuda kantarın topuzu başka yöne kaçıyor. ‘Çocuklarımızı korumak’ adı altında, onların bağımsız birey olarak yetişmelerini ya da kendi bağımsız fikir yapılarını kazanmalarını yine gayrıihtiyari zora sokuyoruz veya zorlaştırıyoruz. Bu noktada da kendimizi geliştirme ödevimiz bulunmaktadır. Çocuklar, ne kadar erken bağımsız birey olduklarını idrak ederlerse ve bu yönlerini ne kadar erken geliştirmeye başlarlarsa, hem kendileri, hem aileleri, hem de ülkeleri için o denli faydalı olurlar. Sona bıraktığım çok önemli bir konu daha var. Pandemi süreci bize acı bir gerçeği hatırlatmıştır. Pek çok çocuk, tablet ya da bilgisayara sahip olamadığından online eğitim olanaklarından yararlanamamıştır. Aslında fırsat eşitliği bulunmaması ve yaratılamaması çok büyük sorundur. Çocuklar arasında fırsat eşitliği yaratılabilmesi için önce aileler arasında fırsat eşitliği yaratılması elzemdir. Bu konuda yapılacak daha çok işimiz var.
- Çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek için çaba gösteren ebeveynlere nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Bir baba olarak, bazen tereddütler yaşıyorum. Bence çocukların kendine ait bir alanı olduğunu, olması gerektiğini kabullenmek zorunda insan. Ben, bu olguyu bazen kabulleniyorum, bazen de kabullenemiyorum. İşte tereddüdüm bu. Tabii ki şimdiki dünya ve çevre, benim çocukluk yıllarımdaki gibi değil. Biz, sokakta dilediğimiz gibi oynuyorduk. Tüm komşular, sokakta oynayan çocukları kendi çocukları gibi gördüğünden gözlerini üzerimizden ayırmazdı. Şimdi maalesef komşuluk bile kalmadı. Dolayısıyla çocuklarımızı gözümüzün önünden ayırmak mümkün değil. Her şeye rağmen, onların da kendi alanları olması gerektiğini kabullenmek ve onlara hissettirmeden oluşturacağımız görünmez bir kontrol mekanizması içerisinde, kendi alanlarını yaratmalarına fırsat vermek zorundayız. Bence, çocuklarımız hem yarınlarımızın teminatı, hem de hayal gücümüzdür.