Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
Prof. Dr. Çağrı Büke
Tarih sayfalarında çeşitli mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyon hastalıkları ve bunların oluşturduğu irili ufaklı salgınlar önemli yer tutmaktadır. Genellikle virüs ve bakteri kaynaklı bu hastalıklar; binlerce, yüzbinlerce bazen de milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Öyle ki salgın hastalıklar bazı savaşların kaderlerinin değişmesine ve hatta imparatorlukların yıkılmasına bile yol açmıştır.
Enfeksiyon hastalıkları, pandemilerden bağımsız olmak üzere insan hayatını ciddi biçimde tehdit etmeye devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre her yıl tüm dünyada yaklaşık 12-15 milyon kişi çeşitli enfeksiyon hastalıklarından kaynaklı olmak üzere hayatını kaybetmektedir. Bu sayı dünyadaki tüm ölüm nedenleri içerisinde ikinci en sık nedendir. Günümüzde bile sonuçları ağır olabilen enfeksiyon hastalıklarına karşı her zaman “korunmayı” bilmek ve bunları uygulamak hayat kurtarıcı niteliktedir.
Şu an Aralık 2019 tarihinden beri yeni bir pandemi ile karşı karşıya bulunmaktayız. Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan şehrinden ilk önce etkeni belirlenemeyen viral pnömoni (zatüre)’li birden çok sayıda olgunun hastanelere başvurması ile başlayan ve 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi ilan edilmesine yol açan Covid-19 (Coronavirus Diseases-19) hastalığı tüm dünyada hayatın, yaşamın pek çok alanında çok çeşitli değişikliklerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bu alanlardan birisi de eğitim alanıdır. Birleşmiş Milletler (UN) verilerine göre tüm dünyada 190’dan fazla ülkede 1.6 milyarın üzerinde öğrencinin Covid-19 pandemisi nedeniyle eğitimleri etkilenmiştir. Eğitimler ve sınavlar erişimin mümkün olabildiği ülkelerde online olarak yapılmaya başlanmıştır. Kapanma nedeniyle okul ve sınıf ortamlarından uzak, evden bilgisayar ekranı gerisinde bugüne kadar hiç alışık olunmayan, eğitimciler, öğrenciler ve aileler dahil hemen hiçbir tarafın memnun kalmadığı bu yöntemle eğitimler sürdürülmeye çalışılmıştır. Yapılan araştırmalarda evdeki koşullar ne kadar elverişli olursa olsun evden online eğitimler ile karşılaştırıldığında, ilerlemenin ya hiç olmadığı ya da çok az düzeyde olduğu sonuçta öğrenme kaybının online yöntemlerle belirgin olduğu saptanmıştır.
Şimdi okulların açılacak olduğu, pandemi koşullarının devam ettiği ve bulaştırıcılığı gittikçe artan yeni Covid-19 etkeni SARS-CoV2 varyantlarının ortaya çıktığı günümüz koşullarında okullarda alınacak önlemler yanı sıra öğretmenlere, öğrencilere ve ailelere düşen önemli görev ve sorumluluklar bulunmaktadır.
SARS-CoV2 olguların yarısına yakınında hiçbir yakınma ve belirti göstermeksizin seyredebilmektedir. Yine akılda bulundurulması gereken bir diğer konu özellikle delta varyantı olarak adlandırılan ve günümüzde her yerde hakim duruma geçen SARS-CoV2 varyantı yakınmanın oluştuğu kişilerde daha yakınma ve belirtiler ortaya çıkmadan bulaştırmaya başlamaktadır. Bu varyant bugüne kadar bilinen diğer tüm varyantlardan çok daha yüksek bir bulaştırıcılığa sahiptir. Ağız ve burunda yüksek miktarlarda bulunabilen SARS-CoV2 virüsü, delta varyantı maskesiz bir kişinin konuşması, aksırması, öksürmesi sırasında solunum sekresyonları aracılığı ile ortama saçılmaktadır. Bu süreçte asıl üç durum virüsün bulaşmasına neden olmaktadır.
Bunlardan birincisi; bu esnada iki metreye kadar yakınındaki bir kişinin maskesiz olduğu koşullarda ağız ve burnuna damlacıkların teması sonucu virüsün bulaşmasıdır. Tabii bu durumda gözlere damlacıkların temasının da risk oluşturabileceği akıldan çıkartılmamalıdır.
İkincisi ise; iki metreye kadar mesafede birisi olmasa dahi aksıran, öksüren, konuşan kişiden dış ortama yayılan solunum sekresyonlarından daha küçük çapta olanlarının kapalı ortamda hızla kuruyup havada partikül halinde asılı halde yayılıp, üç saate kadar bulaştırıcı özelliğini sürdürebilir olduğu durumda aynı kapalı ortamda bulunan kişilerin nefes almaları ile mesafeden bağımsız virüsü solunum yollarından almaları sonucu bulaşmasıdır.
Üçüncü durum ise her zaman önemsenmesi ve akıldan çıkartılmaması gereken eller aracılığı ile bulaşmadır. Ellerin bir başka ele veya ortamdaki herhangi cansız bir cisme teması sonrası kirlenmesi durumunda virüs ile temas edilmiş ise ellerin yıkanmadığı koşullarda ağza, buruna hatta göze temas sonucu hastalık bulaşır. Dolayısı ile bu koşulları temel alarak alınacak önlemler ve öneriler şu şekilde sıralanabilir.
- Maske; Cerrahi maske ağzı ve burnu kapatacak şekilde kapalı ortamlarda sürekli olarak takılı tutulmalıdır. Açık alanlarda ise mesafe iki metreden daha az olduğu koşullarda maske takılı kalmalıdır. Açık ortamlarda mesafenin iki metreden daha fazla olduğu durumlarda maske çıkartılabilir. Cerrahi maskelerin etki sürelerinin dört saat olduğu, bu süreden sonra etkisinin kalmadığı ve değiştirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Yine maske takılı iken aksırma, öksürme ya da terleme nedeniyle ıslanmış ya da nemlenmiş ise süreden bağımsız olarak değiştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Cerrahi maske kullanım şekli de üzerinde durulması gereken önemli bir durumdur. Zira maskelerin seçimleri ve kullanımları üzerinde durulması gereken bir diğer konudur. Maskeler üç katlı olmalıdır. Bu üç katın her birisi farklı malzemelerden yapılmış olup farklı özelliklere sahiptir. Dış kısmı sekresyonların maske üzerine yapışmasını engelleyici özelliktedir. Orta kısım filtre edici, iç kısım ise nemi emici özelliktedir. Maskelerin içi dışına getirilerek takılacak olursa bu da etkinliğin azalmasına neden olacaktır. Renkli maskeler için renkli yüzü en dışta olacak şekilde takılmalıdır. Aynı renkte olan maskelerde ise tel kısmı üstte kaldığında pilileri yukarıya bakan kısmı içte olacak şekilde maskeler takılmalıdır. Maske takıldıktan sonra üstteki tel burnu ve yüzü kapatacak şekilde kıvrılmalıdır. Maskeyi takarken ve maskenin elleneceği her durumda eller temiz olmalı, maske ellendikten hemen sonra da eller temizlenmelidi.,
- Mesafe; hem sınıf ortamında, hem her türlü kapalı alanlarda ve açık alanlarda kişiler arasında en az iki metre mesafe bırakılmalı ve bu kural önemsenmelidir.
- Havalandırma; kapalı ortamların havalandırması çok önemlidir. Zira havada asılı halde bulunabilecek virüslerin ortamdan uzaklaştırılmasında havalandırma temel rol oynamaktadır. Havalandırma için klimalar hiç uygun değildir. Klimalar oda havasının oda içerisinde yayılmasına neden olur. Halbuki böyle durumlarda temel amaç havalandırma cihazları ile ortama temiz havanın dışarıdan verilmesi ve içerideki kirlenmiş havanın emilmesidir ki bu tür sistemlerin her yerde olması mümkün olmadığından ideal olan pencerelerin açılarak kapalı ortam havalandırılmasının sağlanmasıdır.
- El temizliği; Gerektiği her durumda ellerin yıkanması, temizlenmesi çok önemlidir. Bu ya su ve sabun ile yıkayarak ya da el dezenfektanları ile elleri ovuşturarak yapılır. Her iki yöntemde de önemli olan ellerin, avuç içlerinin, tüm parmakların, parmak aralarının, tırnakların ve bileklerin temizlenmesini sağlayacak uygulamanın yapılmasıdır. Sabun ve su ile el yıkamanın her durumda olamayacağı göz önüne alındığında hem sınıf içerisinde hem okul içerisinde önemli alanlarda el temizliğinde kullanılmak üzere el dezenfektanlarının bulundurulması hastalığın bulaşmasını önlemede ve kontrolünü sağlamada kritik öneme sahiptir. Ellerin bir başka ele ya da etraftaki eşya, araç ve gereçlere temas ettikten sonra temizlenmesi önemli ve gereklidir. Yine maske ile temas etmeden ya da temas ettikten sonra da el temizliği gereklidir. El temizliğine yemek öncesi ve yemek sonrası ile tuvalet öncesi ve sonrasında da önem verilmelidir. Bu durumda özellikle su ve sabun ile yıkayarak eller temizlenmelidir. Bunun dışında ve ellerde gözle görülür kirin olmadığı durumlarda el antiseptikleri ile de eller temizlenebilir.
- Günlük sorgulama; bundan kasıt öğrenci ve öğretmenlerin günlük olarak yakınmaları açısından sorgulanmasıdır. Covid-19 ile ilişkili yakınma varlığında Covid-19 için PCR testinin yapılması ve sonuçlanıncaya kadar öğrencinin izole edilmesi okuldaki diğer öğrenciler açısından çok önemli. Bu noktada testlerin yakınmanın ilk günlerinde pozitif saptanamayacağı akılda bulundurulmalıdır. Yakınmalar devam ediyor ise birkaç gün sonra test yinelenmelidir. Hastalık açısından; ateş varlığı, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, solunum sıkıntısı, tat ve koku kaybı, kas ve eklem ağrısı, bulantı, kusma, ishal yakınmaları sorgulanmalıdır.
Hastalığın oluşmasını ve yayılmasını önlemede bu kurallar önemlidir. Bunların okul açıldığında öğrencilere belirli aralıklar ile anlatılması, öğretmen ve okul yöneticilerine bilgilendirme toplantıları yapılması ve hatta ailelere de eğitimler verilmesi bu koşullarda gerekli ve önemlidir.
Fiziksel kurallara uyumun önemi kadar aşılanma da özellikle de yüksek etkinliğe sahip aşılarla gereklidir. Bu noktada şu an aşılanması için onay verilen öğrenci, aile bireyleri, öğretmen ve okul yöneticilerinin aşılarını tam olarak yaptırmaları yalnızca kendileri açısından değil etraflarındaki kişilerin yaşamları açısından da büyük bir sorumluluk gereğidir.