Anna Kibelana

Bir zamanlar dünya ağaçlarla kaplı yemyeşil kocaman bir ormanmış. Ormanda türlü türlü hayvanlar varmış. Hayvanlar hep aileler halinde kendi köylerinde yaşarmış, bu ailelerden biri de iguanalarmış.

 

Ormanda sık sık şenlikler yapılır, oyunlar oynanırmış. Katılan bütün hayvanlar hoşça vakit geçirirmiş. Günlerden bir gün yine bir şenlik haberi duyulmuş.

 

Küçük iguanaların köyünde büyük bir şenlik yapılacakmış. İguanaların köyünün etrafında arılar, yusufçuklar, uğur böcekleri, solucanlar yaşarmış. İguanalar, komşu hayvanların hepsini şenliklerine davet etmiş.

 

İguanaların şenliğinde pek çok eğlenceli oyun oynanacakmış. Hedefe en kısa sürede uçma, en uzun yaprak kulesi yapma, saklambaç, ağaca tırmanma yarışları bunlardan sadece birkaç tanesiymiş.

 

Şenlik günü gelmiş. İguanalar konuklarını karşılamış. Güzel bir günde iguana liderinin açılış konuşmasıyla şenlik başlamış. Herkes katılacağı oyuna adını yazdırmış, sıraya girmiş.

 

Görevli iguanalar katılmak için adını yazdıranları tek tek çağırıyor, oyunları başlatıyormuş. Yarışmalar yapılıyor, kazananlar ödüllendiriliyormuş. Bu sırada saklambaç oyunu başlamış.

 

Yarış başlamadan bir solucan ebe seçilmiş ve yarışmacılar saklanmış. Herkes bu konuda iguanaların başarısını biliyormuş ama kendine güvenen bir arı, bir kertenkele, bir uğur böceği de yarışmak için adını yazdırmış. Eğlence son hız devam ederken birden yağmur başlamış. Şenliği düzenleyenler ve yarışmalara katılanlar bir an duraksamış. Acaba yağmur hızlanır da şenlik biter mi diye endişelenmişler. Ama hala güneş varmış ve yağmur hafif hafif yağıyormuş. Yarışmalara kaldığı yerden devam edilmiş.

 

Ebe kısa sürede neredeyse tüm yarışmacıları bulmuş. Bir tek iguana kalmış.

 

O iguana yağmur başlayınca hemen evine gitmiş. Çünkü yağmurdan çok korkuyormuş.  Yağmurun ona zarar vereceğini zannediyormuş.  Zavallı iguana camını, kapısını sıkı sıkı kapatmış. Yağmur durana kadar da bir daha dışarı çıkmamış.

 

Diğer yarışmacılar da onu aramaya başlamış. Sonunda herkes pes etmiş. Görevli iguana kazananı açıklamış ama o ortalarda yokmuş. Ödül en son bulunan arıya verilmiş.

 

Şenlik, kahkaha, eğlence ve mutluluk anlarıyla doluymuş. Herkes eğlenmiş, güzel bir gün geçirmiş. Ama bizim yağmurdan korkan iguana kazandığı ödülü, eğlenceyi ve güzel bir günü kaçırmış yağmur yüzünden. Aslında yağmur yüzünden kaçırmamış, korkusu yüzünden kaçırmış.

 

Yağmur altındaki yarışmacılar da seyirciler de hiç zarar görmemiş. Keşke iguana korkup saklanmak yerine duygularını bir büyüğüne anlatsa ve yardım alsaymış.

 

Gökten üç yağmur damlası düşmüş. Biri toprağa yeni bırakılmış tohuma, biri mis kokulu gülün yaprağına, diğeri de senin avucuna…