Ekran Mı? Aktivite Mi?

Klinik Psikolog

İpek Uçkan

‘Ekran başında çok fazla kalmak çocuklarımıza zarar veriyor!’

 

O zaman ekran dışı zamanı nasıl belirleyebiliriz?

 

Dijital/sanal dünya var olmaya devam edecek. Yasaklamak çözüm değildir.

 

Hedefiniz denetimli ve belli temel kurallar ile kullanmak olursa o zaman çocuğun ne yapmamasına değil de ne yapabileceğine ve vaktini kaliteli, sağlıklı geçirebileceğine odaklanmış olursunuz. Nasıl ki yatma saati, ev ödevleri ve davranışları konusunda aile içi temel kurallar ve değerler konuşuluyor, ekran başında geçirilen süreyle ilgili de kurallar olmalıdır.

 

Problem haline gelmeden önce sağlıklı ekran kullanımını desteklemek önemlidir. Dijital dünya alışkanlığı kazanmaları için en uygun yaş dönemi okul öncesi dönemden ergenlik öncesi döneme kadar olan yaş aralığıdır.

 

Her şeyden önce dijital bir cihaz evinize girmeden önce mutlaka tıpkı bir evcil hayvan almadan önce kimin sorumluluğunda olacağı ve nasıl bir bakım sağlanacağı konuşuluyorsa veya bir oyunun kurallarına uyulmadığında nasıl bir yaklaşımla karşılaşılacağı önceden tüm ayrıntılarıyla biliniyorsa dijital bir cihaz da alınmadan önce çocuğun ekran başında geçireceği süre, mekan, sıklık, tür, içerik, güvenlik hakkında yaşına uygun kullanım sınırlarını bilmesi, uyum sürecinde yaşanabilecek zorluklara karşı anne ve babanın da önceden olası sorunları öngörerek tutarlı disiplin yaklaşım tarzları ile hazırlıklı olması faydalı olacaktır.

 

Dijital dünyanın kurucularının çocuklarının hayatında teknolojinin ergenlik dönemine kadar olmaması ve kullanımlarının da büyük oranda sınırlı olması ilginç olmasının yanında cesaret vericidir.

 

Peki ekranlar çocukları nasıl etkiliyor?

 

Dijital cihazlara çok fazla düşkün olduğu için fiziksel sorunlar, dikkat ve odaklanma gibi bilişsel işlevlerde zorluklar, öğrenme ve eğitim hayatında problemler, sosyalleşme zorlukları, duygu yönetimi gibi zorluklarla sıklıkla karşılaşıyoruz.  Ekran karşısında günün büyük çoğunluğunu geçiren çocuğun sınıf ortamında rahatlıkla oturmakta zorlandığı, dikkat ve odaklanma gibi temel becerilerde sorunlar yaşayabileceği, kas yapısının zayıf kalması ile birçok fiziksel sorunların da ortaya çıktığına dair çalışmalar mevcuttur.

 

İnternetin hızlı bir ritmi vardır. Bir metin tam olarak hazmedilmeden yeterince yoğunlaşıp anlaşılmadan veya kendinize sıkılacak zaman tanınmadan bir bağlantıdan diğerine hızlıca geçmeniz beklenir. Gerçek hayatta ise öğrenmek çok daha yavaştır. Dijital oyun ve ortamda olduğu gibi anında haz ve ödüllendirme de yoktur.

 

Çocukların öğrenebilmeleri için karşılıklı yüz yüze ilişkiye ihtiyaçları vardır. Öncelikle ortak dikkatin gelişmesi, sonra taklit becerisinin ve taklit ederek öğrenme becerisinin gelişmesi beklenir. Çocuğun sıkılmasını, bazı durumlarda başarısız olmasını ve engellerle karşılaşmasını isteriz ki sabretme becerileri gelişsin bununla birlikte de problem çözme becerileri, yaratıcılık, sosyal iletişim ve etkileşim kurma becerileri gelişsin; Böylece zorlayıcı bir durum karşısında alternatifleriyle yeniden düşünüp, inceleme, araştırıp, değerlendirip, yeni yollar için çaba harcamayı öğrensinler. Tüm bunların yanında özgüveninin de gelişip güçlendiğini göreceksiniz.

 

Ekran deneyimi izole edicidir. Çocuk ekran karşısında çoğunlukla tek yönlü bir ilişki içine girer. Ekran karşısındaki öğrenme deneyimi de çok pasif, kısa süreli ve ekranın çeşitli uyaranlar barındırmasından dolayı da yeterince yoğunlaşma sağlanamadığından bilginin sağlıklı bir şekilde işlenemediğini görüyoruz. Sağlıklı bir öğrenme için yüz yüze, olumlu ilişki içerisinde sunulacak eğitime gereksinim vardır.

 

Çocukların yüz ifadeleri, vücut dili, ses tonu gibi sosyal ipuçlarını öğrenebilmeleri için başkalarıyla yüz yüze vakit geçirmeye ihtiyaçları vardır. Ayrıca bir çocuğun yürütücü işlevlerinin gelişmesi ve güçlenmesi için de yüz yüze karşılıklı temasın olduğu ilişki içerisinde sunulacak oyun, etkinlik ve temel eğitim yaklaşımlarına ihtiyacı vardır. Bir çocuğun arkadaşlık ilişkisi geliştirmesi ve etkileşim kurabilmesi, paylaşmayı, sıra beklemeyi, bir olayı başkasının bakış açısından görmeyi yani empati ve perspektif becerilerinin, yaratıcılık ve hayali –mış gibi oyunların gelişmesi ekranlardan deneyimlenmez ve öğrenilmez. Sosyal ve duygusal gelişim gözlem yaparak, taklit ederek ve karşılıklı ilişki kurarak sağlanır. Karşılıklı güven ilişkisi ve sağlıklı bağlanma deneyimi için başta anne, baba  ve en yakın sosyal çevresi ile tüm bu fırsatların sunulmasına ihtiyaçları vardır.

 

Siz Ailemiz Dergisi okurları için bu bölümü yazarken özellikle küçük çocuklarınız için sanal oyunlar değil gerçek hayattan oyunların önemini vurgulamak için yazımı hazırladım. Yaklaşımınız ne yapmaları yönünde seçeneklerle olduğunda durumu yönetmek daha kolay olacaktır.

 

Aktif ve planlı olmayı bir aile önceliği haline getirebilirsiniz. Çocuğunuzun gün içinde bol bol fiziksel egzersiz yapmasını destekleyici olabilirsiniz. Fiziksel egzersiz, çocukların gün içinde zinde olmasının yanında, öğrenme, bellek işlevleri, planlama ve organizasyon becerilerini, dikkat ve odaklamayı güçlenmesine büyük katkı sağlar. Yaratıcı düşünceyi besler. Ayrıca uykuya dalmalarını ve gece boyunca kaliteli uyku uyumalarına yardımcı olur.

 

Kimlik konusu çok önemli bir konudur. Çocuğunuzla birlikte kimliklerin ne anlama geldiğini, farklı çevrelerde (ev, okul, iş, kutlama vs) farklı kimlikleri olabileceğini ve herkesin bu farklı kimlikleri görmediğini ve görmesinin gerekmediğini konuşabilirsiniz. Bu aslında mahremiyet üzerine de bir sohbet olacaktır. İnternet kullanımı ile bu sınırların bir anda kalkabileceği hakkında konuşmak özel hayat sınırlarını sağlıklı geliştirmelerine yardımcı olacaktır. Aile içi çeşitli senaryolarla oyun eşliğinde keyifli bir sohbet yaratabilirsiniz.

 

Empati becerilerini geliştirmeye yönelik oyunlar oynayabilirsiniz.

 

Bir çizgi filmde veya oyunda sergilenen bir olayın gerçek hayatta mümkün müdür? Eğer mümkünse neler hissedecek ve düşünecek karşılıklı konuşma ortamı yaratıp sorabilirsiniz.

 

Ayrıca dijital alan ile gerçek yaşam becerileri arasındaki farklılıkları ve dikkatli olunması gereken bireysel ve toplumsal sorumlulukları konuşabilirsiniz.

 

Ekranı, araştırma amacı ile kullanmasını teşvik edebilirsiniz. Örneğin, özel bir konu belirleyerek araştırmasını ve bu konuya dair bir aile oyunu oynayabilirsiniz.

 

Çocuklarınızın duygularını tanımalarını ve ifade etmelerini teşvik edebilirsiniz. Kızgın mı, üzgün mü, korkmuş mu, heyecanlanmış mı? Çeşitli duyguları deneyimlediğiniz durumları konuşabilirsiniz.

 

Kendinize ve çocuğunuza sıkılmak için zaman verin. Bırakın sıkılsın. Hemen ekrana bakmak yerine çevrenizde olup biteni fark edin ve sohbet edin. Yaratıcı fikirlerin sıklıkla sürekli uyaran altında olmadığımız, kendinize sıkılmak için fırsat tanıdığınız zamanlarda ortaya çıktığını fark edeceksiniz.

 

Deniz kenarında taş toplamak ve çeşitli şekillerde boyamak-yapıştırmak, kışa hazırlık olması için sonbaharda dökülen çeşitli yaprakları keşfetmek ve toplamak, biten rulo kağıtlarının içi, ve şişe kapaklarını biriktirerek boş zaman etkinliği yapmak, bisiklet sürmek, doğa yürüyüşü gibi ekransız zamanlar yaratabilirsiniz.

 

Telefonunuza bakma isteği geldiğinde nefesinize odaklanıp üç saniye boyunca nefes alıp üç saniye boyunca nefes vererek gün içinde neler yapmak istediğinize yoğunlaşabilirsiniz.

 

Çocuğunuzun taklit etmesi ve geliştirmesini istediğiniz becerilere model olunuz. Çocuğunuzun değerleriniz ile özdeşim kurması karşılıklı olumlu duygusal iletişim biçiminiz ile mümkündür.

 

ÖNERİLEN OYUN

EMPATİ Karakter ve Davranış Oyunu

Empati kutu oyunu ile çocuğunuzun oyun kartları aracılığı ile kendi duygu ve düşüncelerini fark etmek ve ifade edebilmesine olanak sunar. Çeşitli durumlarda kendi düşünce ve duygularını fark etmesi ve alternatif problem çözme yolları üzerinde düşünmesini desteklerken onun günlük zorluklarına dair konuları konuşup ayrıca hep birlikte eğlenme fırsatınız olacaktır.

 

ÖNERİLEN KİTAP

SOBECE – Çocuklar için Gerçek Yaşam Becerileri

 

6 ana başlık altında 56 sosyal beceriyi pratik öneriler, oyunlar ve uygulamalarla ele alan bir kılavuz olma özelliği taşıyor.

 

Bu kitapta yer alan temel beceriler:

  • İlişki başlatma ve sürdürme becerileri,
  • Atılganlık becerileri,

 

  • Duygulara yönelik beceriler,

 

  • Saldırgan davranış ve dürtülerle başa çıkma.