Psikoterapist Dr. Cem Keçe: “Çocuğunuzla cinselliği konuşmaktan çekinmeyin”

Ferhat Atik

ve Mine Avkıran Nur

Gelişen ve modernleşen çağımızda uzmanlar, ebeveynlerin bebeklikten başlayarak çocuklarına cinsel eğitim vermesinin önemine dikkat çekiyor.

 

Psikoterapist Dr. Cem Keçe, çocuklarıyla cinsellik konuda dürüst ve açık şekilde iletişim kurabilen anne babaların,  çocuklarının hem diğer konularda başvurmak isteyecekleri güvenilir kaynaklar olacağını hem de cinselliği doğal bir süreç olarak öğrenmelerini sağlayacağını söyledi.

Cinsel eğitim nedir? Önemi nedir?

 

Ebeveynler, çocuklara cinsel bilgiler vermenin onlara bir şekilde zarar vereceğinden veya onları hayatlarının erken dönemlerinde cinsel olarak aktif olmaya teşvik edeceğinden endişe ederler.

 

Eğitim ve bilgi, çocukları cinsel olarak aktif olmaya teşvik etmez. Aksine çocuklar, neler sorabilecekleri ve konuşabilecekleri konusunda herhangi bir kısıtlama olmadığında ve ihtiyaç duydukları tüm gerekli bilgilere sahip olduklarında, cinsellikle ilgili daha iyi kararlar alırlar.

 

Cinsel eğitimin temel amacı, hem çocukların cinsel gelişimini desteklemek ve korumak; hem de gelecek cinsel yaşamlarının temelini atmaktır.

 

Özünde sevgi ve sevginin paylaşılması olan cinsel eğitim, çocukların ve ergenlerin cinselliklerini anlamaları, güvenli ve tatmin edici ilişkiler kurmaları, kendilerinin ve diğer insanların cinsel sağlık ve esenliği için sorumluluk almaları için kademeli olarak bilgi, beceri ve pozitif değerlerle donatılmasını ve güçlendirilmesini sağlar.

 

Cinsel eğitim, aynı zamanda anne babaların da çocuklarıyla birlikte gelişimsel aşamaları ve çocuklarının davranışlarını anladıkları, yorumladıkları bir süreçtir.

 

Çocuklara cinselliğe yönelik gerçekçi ve pratik bir bakış açısı vermek, onlara yiyecek, barınak, güvenlik ve sevgi dolu bakım vermek kadar önemlidir.

 

Cinsel eğitim sırasında çocuklara aktarılması gereken en önemli bilgi, cinselliğin insanın normal ve doğal bir parçası olduğudur.

 

Cinsellik her yaştaki insanın ayrılmaz bir parçasıdır ve cinsel gelişimde bebeklikten itibaren var olan haz duygusu, önce ağızda, sonra anal bölgede, daha sonra genital organlarda ve en sonunda da tüm bedende evrilerek zaman içinde yetişkin cinselliğine dönüşür.

Çocuk cinselliği, yetişkin cinselliğinden tamamen farklı ve doğal bir gelişim sürecidir. Bu süreçte çocukların önce anne-babaları tarafından bilgilendirilmeleri gerekir. Ancak cinsellik konusunda çocuğa neyi nasıl anlatacağını bilmemek anne-babaları tedirgin eder. Bu yüzden de çoğu anne-baba, ya yanlış bilgilendirme yaparak ya da hiçbir şey söylemeden çocuğu kendi başına öğrenmeye bırakarak çocuklarının cinsel gelişimlerine zarar verebilir.

 

Çocukların cinsel davranışları hakkında bilgi sahibi olmak, uygun cinsel davranışların gelişimsel bir gereklilik olduğunu bilmek ve uygunsuz cinsel davranışlara doğru bir şekilde müdahale etmek anne-babaların temel görevlerinden biridir.

 

Ebeveynler, çocuğuna cinsel eğitim konusunda ne zaman bilgi vermeye başlamalıdır?

 

Anne-babalar çocuklara cinsellikle ilgili bilgileri ne kadar erken vermeye başlarlarsa, cinsel eğitimin sonraki aşamalarında iletişim kurmaları o kadar kolay olur.

 

Çocukların cinsellikle ilgili meraklarının doğru ve yaşlarına uygun bir şekilde giderilmesi, gelişimleri açısından büyük önem taşır. Bu meraklarını anne-babanın gidermemesi durumunda çocuklar teknolojik araçlar aracılığıyla ya da arkadaşlarından ve çevrelerindeki diğer kişilerden bilgi alma yoluna giderek yanlış bilgi ve yönlendirmelere maruz kalabilirler.

 

Cinsellikle ilgili bilgiler yavaş yavaş ve günlük yaşamla bütünleşmiş bir şekilde sunulmalıdır.

 

Cinsellik, tartışılması özel bir zaman ve yer gerektiren bir konu olarak görülmeden, ortaya çıktığında hemen ve utanç yaratmadan ele alınabilir.

 

Günlük yaşam içinde sıradan konuşmalarla kısa bilgiler vermek, uzun vadede endişeyle tek bir konuşma için hazırlanmaktan çok daha kolay ve yararlı olacaktır.

 

Cinsel eğitimde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çocuğun konuşmak istediği her zaman anne babaların istekli olmasıdır.

 

Bir çocuğun cinsellik hakkında bilmesi ve anlaması gereken temel bilgiler her yaşta faklıdır. Bu nedenle cinsel eğitim çocuğun gelişim dönemlerine uygun olarak aşamalar halinde verilmelidir.

 

Anne-babalar, bebeklikten başlayarak çocuklarına cinselliği doğal bir şekilde öğretmeye başlamalıdır. Örneğin, 3–6 yaş arasındaki çocuklara penis ve vajina sözcüklerini kullanarak cinsel organların doğru isimleri söylemeli, vücudunun özel bölgelerini ve sınırlarını öğretmeli, gizlilik ve mahremiyet konusunda bilgi vermeli, doğru ve yanlış dokunuş arasındaki farkı açıklamalı, bedenlerinin kendilerine ait olduğunu ve istenmeyen dokunuşlara hayır diyebileceklerini söylemeli, erkekler ve kızlar arasındaki farklar hakkında temel bilgileri vermelidir. Bunları yaparken basit ve anlaşılır bir dil kullanarak çocuğun sorularını yaşlarına uygun şekilde cevaplamalıdırlar.

 

Okul çağındaki çocuklara cinsel ilişkinin rolü de dahil olmak üzere üreme ile ilgili temel bilgiler verilmeli, ergenlik döneminde oluşacak fiziksel değişiklikler hakkında konuşulmalıdır.

 

Çocuklar ve ergenler, cinsel gelişimleri sırasında neler yaşayacaklarını bildiklerinde, bu değişikliklerle birlikte gelen zorluklarla başa çıkmaları daha kolay olacaktır.

 

Ergenliğe kadar çocuklarıyla cinsellik hakkında konuşmaya başlamamış olan anne babaların, bunu bir an önce yapması gerekir.

 

Çocuklar gelecekte olacaklara önceden hazırlanırlarsa, değişimle başa çıkmak için daha iyi bir konumda olurlar. Ne yazık ki birçok anne-baba, cinsellik konusunu açmak için çocuklarının ergenliğin fiziksel değişimlerini yaşamaya başlamasını bekler.

 

Geç olması, hiç olmamasından daha iyi olsa da, cinsel eğitime ne kadar erken başlanırsa, çocukların zamanında doğru bilgilerle donatılması yaşayacakları hızlı değişikliklere duygusal olarak hazır hale gelmelerini sağlamış olur.

 

Ebeveynler çocuğuyla cinselliği nasıl konuşmalıdır? Dikkat edilmesi gereken noktalar var mıdır? Buna örnek verir misiniz?

 

Çocuğun cinsellikle ilgili bir sorusunu cevaplamaktan kaçınmak, çocuğun sorunun cevabını başka kaynaklarda aramasına neden olur. Ancak bu kaynakların yanlış bilgilerle onu yanıltma riski vardır. Bu kaynaklardan toplanan bilgiler, çocuğun cinsel gelişiminin temelini oluşturacaktır. Bu nedenle cinsiyetini fark ettikleri andan itibaren çocuklara cinsel organların isimleri ve bu isimler yerine kullanılan takma adları söyleyip bu sözcüklerin özel bölgelerin yerleri olduğu için günlük yaşamda kullanılmadığı anlatılmalıdır.

 

Erkek ve kadın cinsel organlarının şekilleri hakkında da bilgi verilebilir. Cinselliğin kişiye özel bir kavram olduğu ve cinsel bölgelerin açıkta bırakılmayacağı, kimseye gösterilmeyeceği ve dokunulmasına izin verilmeyeceği belirtilmelidir.

 

Bebeğin oluşumu ve doğumuyla ilgili sorular da kadınların bebek doğurmaya uygun organları sayesinde gerçekleştiği söylenerek yanıt verilebilir.

Anne-babaların en büyük kaygılarından biri çocuğun yetişkinlerin cinsel ilişki kurmalarıyla ilgili sorular sormalarıdır. Bu soru yanıtlanırken, cinselliğin kadınla erkek arasındaki çok özel bir durum olduğu, çocukların bunu anlamak için büyümeleri gerektiği anlatılabilir.

 

Çocuğa cinsellikle ilgili yapılacak her açıklamada bir sırrı açıklıyormuş, söylenmemesi gereken bir şeyi söylüyormuş gibi bir tavır takınarak çocuğun merakı ve ilgisi uyandırılmamalı ya da cinselliğin ayıp, günah, tabu gibi olumsuz bir şey olduğu ima edilmemelidir.

 

Cinsellikle ilgili bilgiler normal ve sıradan bir konu olarak verilmelidir.

 

Çocuğun sorusunun şaşırarak, gülerek ya da alay ederek karşılanmaması gerekir. Sorusunun normal olduğu konusunda onaya ihtiyacı vardır.

 

Çocuğun yaşı ne olursa olsun sorularına verilecek cevapların gerçek bilgileri içermesi gerekir.

 

Çocuğun “Ben nereden geldim?” gibi sorularına gerçeğe yakın cevaplar verilmelidir. “Seni leylekler getirdi” gibi geçiştirici açıklamalar, anne-babayı o an için zor bir sorudan kurtarsa da, çocuk çok geçmeden gerçeği öğrendiğinde ebeveynlerine sorduğu sorulara gerçek cevaplar alma konusunda güveninin sarsılmasına yol açabilir.

 

Anne-babaların çocuklarıyla her zaman dürüst iletişim kurmaları, gelecekte çocukları tüm soruları için güvenle onlara başvurmaya teşvik eder.

Çocukların gelişimsel olarak yaşlarına göre sorularının cevaplarına ihtiyaçları vardır.

 

Çocuklar büyüdükçe, cinsellikle ilgili öğrenebilecekleri bilgilerin içeriği değişir ve miktarı artar.

 

Çocukların cinsellikle ilgili sordukları her soruda genel olarak cinsellik konusundaki tüm bilgilerin verildiği uzun bir konuşma yapılması gerekmez, sadece sorunun cevabının verilmesi yeterlidir.

 

Yaşlarına uygun olmayan fazladan bilgiler gereksiz bir şekilde çocuğun kafasını karıştırabilir.

 

Anlamadıkları karmaşık cevaplar bir daha soru sormak istememelerine yol açabilir. Bu nedenle çocukların sorularına somut ve açık ifadelerle ve yaşlarına uygun bilgilerle cevap verilmelidir.

 

İletişim, sadece sözler aracılığıyla gerçekleşmez.

 

Jest ve mimiklerin etkili olduğu vücut dili de iletişimin önemli bir unsurudur. Üstelik çocuklar sürekli olarak gözlem yaparlar ve gördüklerinden, duyduklarından daha fazlasını öğrenirler.

 

Anne-babaların mimikleri, ses tonları, kelime seçimleri, bedenlerinin gerginliği ya da rahatlığı ve çocuğu istekli ya da isteksiz biçimde dinlemeleri, cinselliğin konuşulması hoş olmayan bir konu olduğunu, gizli tutulması gerektiğini sözlü olmayan bir şekilde çocuklarına iletmelerine neden olur. Buna karşın son derece rahat görünerek ve çocuklarının tüm sorularına gerçekçi bir şekilde cevap vererek, cinselliğin başka herhangi bir konudan farklı olmadığını ifade etmiş olurlar.

 

Anne-babalar çocuklarının sorduğu bir sorunun cevabını veya cevabı nasıl vereceklerini bilmiyorsa, “Bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum ama birlikte öğrenelim. Bunun için önce kısa bir araştırma yapmam gerek” diyerek cevap vermeden önce biraz zaman isteyebilirler.

 

Bir an önce yanlış bir şekilde yanlış cevap vermektense doğru cevabı doğru şekilde bir süre sonra vermek daha iyidir.

 

Çocuğun yaşına uygun bir cevap vermek konusunda kendilerini emin hissetmek için önce araştırma yapıp, cevabı çok da gecikmeden vermeleri doğru bir tutum olacaktır.

 

Türk toplumunun çocuklarının cinsel eğitimi konusundaki duyarlılığını ne düzeyde gördüğünüzden bahseder misiniz?

 

Cinselliğin tabu olarak görülmeye devam ettiği toplumumuzda, çocuklarla cinsellik hakkında konuşmak çoğu ebeveynin zorlandığı ve çekindiği bir konudur. Çünkü çoğu anne-baba çocuklarını cinsel varlıklar olarak düşünmek istemez ve cinsel konular hakkında konuşarak hem kendilerini hem de çocuklarını utandırmak istemezler.

 

Bazı ebeveynler, çocuklarının kafasını karıştırmaktan endişe ederler. Çocuklarına cinsellik hakkında bilgi vererek, akıllarına cinsel fikirleri getireceklerini, cinsel davranışları teşvik edeceklerini düşünürler.

 

Bazı ebeveynler çocuklarının çok küçük oldukları veya soru sormadıkları için bu konuyla ilgilenmediklerini düşünürler ve bu görünürdeki ilgisizliğin çocuğun hazır olmadığı veya daha kötüsü herhangi bir bilgiye ihtiyaç duymadığı anlamına geldiğini varsayarlar.

 

Bazı anne-babalar da çocuklarıyla cinsellik hakkındaki konuşmalarını genellikle korku, tehlike ve uyarı bağlamında yaparlar. Bu yaklaşım bazı çocuklarda korku, kaygı ve utanç, bazılarında ise merak uyandırır.

 

Anne-babalar çocuklarıyla cinselliği konuşmaktan ne kadar kaçınırlarsa kaçınsınlar, çocuklar büyüdükçe ve olgunlaştıkça cinsel konulara, ilişkilere ve değerlere ilişkin anlayışlarını yavaş yavaş geliştirirler. Bunu anne babalarının rehberliğinde yapmazlarsa yanlış kaynaklardan yanlış bilgiler alma riskiyle karşı karşıya kalırlar.

 

Çocuklarla cinsellik hakkında konuşmanın yolu onlarla sağlıklı iletişim kurmaktan geçer.

 

Çocuklarıyla cinsellik gibi en özel ve hassas konulardan biri hakkında dürüst ve açık bir şekilde iletişim kurabilen anne babalar, yaşam boyunca çocuklarının ihtiyaç duyacakları diğer konularda da başvurmak isteyecekleri güvenilir kaynaklar olacaktır.

 

Bebeklikten başlayarak cinsel eğitimi gündeminde tutan anne babalar çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun bilgileri aşamalı olarak vererek hem kendilerini cinsellik eğitimi konusunda rahat hissetmeye hazırlamış olurlar hem de çocuklarının cinselliği normal ve doğal bir süreç olarak öğrenmelerini sağlarlar.

 

Çocuklar hayatlarının ilk yılından itibaren sevgi, insan vücudu, iletişim ve ilişkiler hakkında çok şey öğrenirler.

 

En başından itibaren çocukların cinsellikleri konusunda kendilerini rahat hissetmelerine yardımcı olmak son derece önemlidir. Bu, onları hazırlayacak ve hayatları boyunca herhangi bir kısıtlama olmaksızın cinsellik hakkında soru sormalarını kolaylaştıracaktır.

 

Anne-babalar çocukları büyüdükçe, cinsellikleri hakkında sağlıklı ve sorumlu kararlar vermelerine yardımcı olmak için onlara doğru ve faydalı bilgiler verebilecek en güvenilir kaynaklardır. Böylece çocuklarının sıcak ve sevgi dolu ilişkiler başlatabilecek ve sürdürebilecek hassas ve şefkatli yetişkinler haline gelmelerine yardımcı olabilirler.

 

Çocuk, cinsellik hakkında soru sormuyorsa ya da tam tersine çocuğun cinsellik konusuna ilgisi arttıysa ebeveynler bu noktada ne yapmalı?

 

Çocukları cinsellikle ilgili hiç soru sormayan anne-babalar, konuyu görmezden gelmemelidir. Aksi halde bazı konular asla tartışılmaz.

 

Ebeveynler, çocuklarının katıldığı günlük konuşmalara cinsellikle ilgili bilgileri dâhil etmeleri faydalı olabilir. Bunu bir rahatlık ve doğallık duygusu ile gerçekleştirmek, çocukları merak ettiklerini sormaya teşvik edebilir.

 

Anne-babalar, çocuklarının cinsellik konusunda neler bildiğini öğrenmek için açık uçlu sorular sorabilirler. Örneğin, “Sence seks nedir?”, “Bebeklerin nasıl olduğu hakkında ne biliyorsun?”, “Arkadaşların sana seks hakkında neler söylüyor?” gibi sorulara verdiği cevapları çocuğun cinsellikle ilgili bilgilerindeki yanlışlıkları düzeltmek ve eksikleri tamamlamak için bir fırsat olarak kullanabilirler.

 

Anne-babaların cinsellik konusunda bir sohbet için önceden ne söyleyeceklerini düşünmeleri, sonra konuyu açmak için iyi bir zaman seçmeleri gerekir. Örneğin, birisi televizyonda hamilelik hakkında konuşurken “Hamileliğin ne olduğunu biliyor musun?” sorusuyla ya da “Nasıl doğduğunu hiç merak ettin mi?” diye sorarak sohbeti başlatabilirler.

 

Film izlerken, müzik dinlerken, gazete veya dergi okurken, internette gezinirken, başka konularda sohbet ederken cinselliği de herhangi bir konu gibi olağan bir şekilde konuşabilir ve çocuklarının cinsel konulardaki bilgilerini öğrenebilir ve vermek istedikleri bilgileri aktarabilirler.

 

Çocuklar, cinselliğe karşı merak duyduklarında ve bilgi aradıklarında, anne-babalar bunu genellikle uygunsuz, yanlış, hatalı veya anormal olarak görürler ve onları kınarlar ya da azarlarlar. Ancak anne-babaların bu tutumları, çocukların merakını ortadan kaldırmaz ve onları sorularının cevaplarını başka kaynaklardan almaya yöneltir.

 

Ebeveynler, çocuklara cinsel bilgiler vermenin onlara bir şekilde zarar vereceğinden veya onları hayatlarının erken dönemlerinde cinsel olarak aktif olmaya teşvik edeceğinden endişe ederler.

 

Eğitim ve bilgi, çocukları cinsel olarak aktif olmaya teşvik etmez, aksine, çocuklar neler sorabilecekleri ve konuşabilecekleri konusunda herhangi bir kısıtlama olmadığında ve ihtiyaç duydukları tüm gerekli bilgilere sahip olduklarında, cinsellikle ilgili daha iyi kararlar alırlar.