Anna Kibelana
Çok uzak adalardan birinde yengeçler yaşarmış. Adadaki yengeçler sudan çıkınca deniz kabuklarına girermiş. Bir tek mor yengecin kabuğu yokmuş. Diğer yengeçlerin çok çirkin oldukları için sudan çıkar çıkmaz kabuklara girdiğini sanan mor yengeç, sık sık onlarla dalga geçermiş. “En güzel benim, hepiniz çirkinsiniz, saklanıyorsunuz.” dermiş.
Bazı yengeçler bunun güvenlik için olduğunu anlatmaya çalışmış. Ama boşunaymış bu çabalar! Mor yengeç söylenilenleri dinlemezmiş. Gülerek “Güzel olsanız kumlarda salınarak gezersiniz.” dermiş. Mor yengeç, sudan çıkan yengeçleri bekleyen tehlikelerden habersizmiş.
Büyüyüp de kabuğunu değiştiren yengeçlerle de dalga geçermiş. “Büyüdün ama hala çirkinsin galiba. Bir kabuktan çıkıp diğerine girdiğine göre daha güzelleşemedin.” dermiş. Bu sözleriyle etrafındaki herkesi sinirlendirirmiş. Mor yengeç bir süre ciddi bir tehlike ile karşı karşıya gelmemiş. Bu onun için büyük bir şansmış. Ama her zaman şans yaver gitmezmiş.
Bir gün mor yengeç yine denizden çıkıp güneşlenmiş. O gün daha önce hiç yaşamadığı büyük bir tehlike ile yüzleşmiş. Hiç beklemediği bir anda üzerine doğru hızla gelen kocaman bir kuşla göz göze gelmiş.
Tam o sırada kabuğunu değiştirmek üzere olan bir yengeç bu olayı görmüş. Mor yengece hemen yeni kabuğunu fırlatmış ve “ Kabuğun içine gir! Kabuğun içine gir!” diye bağırmış.
O anda düşünecek hali olmayan mor yengeç hemen deniz kabuğuna girmiş. Yaşadığı şokun etkisiyle deniz kabuğunun içinde uzun bir süre titremiş.
Saatler sonra diğer yengeçler yanına gelmiş. “Kuş çoktan gitti. Neden hala çıkmıyorsun?” demişler. Mor yengeç yavaşça dışarı çıkmış.
Kabuktan dışarı çıkmış ama bu kez de kimsenin yüzüne bakamıyormuş. Çünkü dalga geçtiği, gülüp eğlendiği yengeçlerden biri hayatını kurtarmış, hem de bir deniz kabuğu ile.
Mor yengeç, yengeçlerin güvende olmak için deniz kabuğuna girdiklerini sonunda öğrenmiş. Kabuklar çirkinliklerini gizlemek için değilmiş. Özür dilemesi gerekiyormuş.
Zaman sonra şöyle demiş: “Sevgili arkadaşlarım, şimdiye kadar ben defalarca sizi kırdım, dinlemek yerine sizinle dalga geçtim. Ama siz, beni kurtardınız. Yaptıklarım için çok özür dilerim.”
Mor yengecin hayatını kurtaran yengeç, ona yaklaşmış: “Bazen dinleyerek bazen yaşayarak öğreniriz. Önemli olan artık anlaman.” demiş.
Yengeçler, mor yengecin samimiyetine inanmışlar. Onu affetmişler. Ona bir deniz kabuğu bulması için de yardım etmişler.
Gökten üç af düşmüş. Biri annesini üzen evlada, biri kardeşiyle tartışan çocuğa, biri de özür dilemesini bilen herkese…