Uzman Diyetisyen
Selen Teksoy Tamel
Dergimizin temmuz ayı için yazı yazmaya karar verirken bu ayın önemli günler kısmına bir göz gezdirdim.
Dünya çikolata günü, abur cubur günü, kurban bayramı…
Birçok yeme içme günü mevcutmuş. Bu dönemlerde özellikle doğum günü partileri veya bayramlar gibi kutlamaların olduğu özel günlerde sağlıklı beslenme takıntısı (Ortoroksiya) olan ebeveynler veya çocuğunun kilo problemi olduğunu düşünenler yapılması gerekenden fazla kısıtlama yapmaya çalışarak aslında çocuğunu olumlu yönde etkileyecekken bazen olumsuz noktalara götürebilir.
Aslında çocuğuna iyilik yapma düşüncesi ile yaptığı bu hareket esnasında çocukta yeme davranış bozukluğu gelişebilir. Bir de üstüne kendisi tüketip çocuğuna kısıtlayan bir ebeveynde çocuk örnek aldığı kişi olarak ebeveynin yaptığını doğru kabul edebilir.
Aklıma gelen tecrübemi sizlerle paylaşarak konuya devam etmek istiyorum. Bu mesleği icra ederken birçok danışanım ile karşılaştığım sorunların başında yeme davranış bozuklukları gelir. Uzun yıllar devam eder ve çocuklarına da aktarılır.
Uzun yıllardır bu mesleği icra ediyorum. Bu da bana önceden danışanım olanların çocuklarının da danışanı olma fırsatı yakalamama olanak sağladı. Bu noktada ebeveynlerin ve çocuklarının beslenme şeklini ve yaşam tarzını incelediğimizde o kadar çok benzer yapıda ki bu da bizlere ebeveynlerin çocuklarının beslenme alışkanlıklarının şekillenmesinde bütüncül rol oynadığını açıkça göstermektedir.
En başa gidecek olursak anne sütünden sonra çocuklara yeni besinlerin tanıtılması ile başlayan, evde yemeğin bulunabilirliği, ödüllendirici ya da kısıtlayıcı yemek yeme uygulamaları gibi davranışlar ile ebeveynler çocuklarının beslenme alışkanlıklarını etkilerler.
Çocuklar da her konuda olduğu gibi beslenme konusunda da yakın çevrelerini taklit ederek öğrenir. Hatta daha da önceye gidersek yapılan birçok araştırmada gösteriliyor ki bebeğin ağız tadı ve sevdiği besinler annenin hamilelik sırasında en çok tükettiği besinlerdir.
Yapılan bir çalışma hamilelik boyunca daha çok havuçlu kahvaltılık gevrek tüketen bir annenin bebeği doğduktan sonra havuç içeren birçok besini tüketmeye meyilli olduğunu göstermektedir.
Aile, beslenme alışkanlıklarının gelişmesinde en etkili ortam ya da bireylerdir. Bununla birlikte ebeveynler; çocuklarının beslenme alışkanlıklarının şekillenmesindeki uygulamaları sırasında kendi değerlerini, beklentilerini ve hedeflerini doğrudan ya da dolaylı olarak çocuklara yansıtır. Bu ise çocuğun beslenme tercihlerini, enerji alımını, gıda ile ilişkisini ve kilo durumunu etkiler. Bu noktada ebeveynlerin beslenme süreciyle ilgili duygularını, düşüncelerini ve yaklaşımlarını anlamak çocuklarının beslenme süreci ile ilgili tutumlarının değerlendirilmesinde önem kazanmaktadır.
Ebeveyn derken aslında anne babadan bahsediyoruz ancak beslenmeyi sadece anne baba değil aynı zamanda çocuğun büyümesi sırasında destek sağlayan anneanne, babaanne, dede, teyze vs. aile büyükleri veya kreşlerde ise öğretmenler ve hatta kreş menülerinin düzenlenmesinde görev alan kıymetli meslektaşlarım etkilemektedir.
Ebeveynlerin yemek yeme alışkanlıkları, sevdiği ve sevmediği besinler, çocuklarının yaşamlarının ilk dönemlerinden ergenlik dönemine kadar etkili olmaktadır.
Günümüzde acele ile hazırlanan yemekler, hazır besin tüketiminin artması, çocukların okulda çok fazla zaman geçirmesi gibi nedenlerden dolayı ebeveynler de çocuklarının beslenme alışkanlıklarını kontrol altında tutmakta zorlanabilmektedirler.
Annenin beslenme bilgisi çocuklar için evde hazırlanan besinlerin miktarı ve çeşidini dahası çocuğun beslenme durumunu etkilemektedir.
2019 yılında yapılan bir çalışmada annelerin sahip olduğu doğru beslenme davranışı, bilgisi ve uygulamalarının çocukların beslenmesi için çok önemli olduğu bildirilmiş ve ebeveynlere verilen beslenme eğitiminin okul çağı çocuklarının beslenme durumunu iyileştirdiği gösterilmiştir.
Buraya kadar özetlemek istediğim tam da en başta yazdığım noktayı vurgulamak içindir. “Annenin beslenme şekli çocuğa miras” tır. Buradan yola çıkarak önümüzdeki bayram kutlamalarında çocuğumuzu nasıl maksimum seviyede sağlıklı beslemeliyiz kısmına biraz göz gezdirelim.
- Bayram için yapılan hazırlıklarda mutlaka sağlıklı besinlerin de mevcut olmasına özen gösterelim.
- Bayram için yapılan tatlılarda en masum olanlarından yapılması önerilmektedir. Ya da gidilecek aile büyüklerinde zaten tatlı olacaksa evde tatlı bulundurmamış olmak az tüketimi sağlamak anlamında iyi olabilir.
- Bayram tatlıları bizler için en büyük sıkıntıdır.
Çocuklara servis edilecek tatlılar nelerse ebeveyn olarak sizler de aynı tatlıyı tüketiyor olmanız çok önemlidir.
Eğer sizler var olan 2-3 tatlının hepsinden kendinize servis eder ve çocuklarınızı bir tanesini yemesi gerektiğini konusunda uyarırsanız bu çok da adil olmaz. Sizce de öyle değil mi?
- Bayramda kültürümüz gereği ya bayramın birinci günü ya da ikinci günü ailedeki en büyüklerin evinde toplanılır. Ve kalabalık kocaman bir aile olarak yemek yenir ve bayram kutlamaları yapılır. Burada önemli olan konu yemeğe gidilecek ev sahibine planladığı menüyü sorarsanız sağlıklı beslenme örüntüsünde olması gerekenlerden biri eksik ise onu tamamlamayı siz yaparak hem kendinize, hem çocuğunuza, hem de ailedeki diğer bireylere de sağlıklı beslenme konusunda destek sağlamış olursunuz.
- Su içmenin önemini hemen hemen her yazımda vurgulamaktayım. Özellikle bu özel günlerde bazen günün heyecanına kapılıp su içmeyi ihmal edebiliriz. Dolayısı ile çocuğumuz da bu durumdan nasibini alabilir. Dolayısı ile genelde bulunduğum öneriyi yine bu günlerde de uygulamış olmak su tüketimini artırmak anlamında önem taşımaktadır.
Elimize veya gözümüzün önüne şişe doldurmak ne kadar tükettiğimizin farkına varılmasında işe yarayabilir.
- Özel günlerde ihmal ettiğimiz bir diğer önemli besin grubu ise sebze ve meyvelerdir. Özellikle sebze tüketimini artırmak için sevilen sebzelerin masada olması yarar sağlayacaktır. Hatta kalorinin yüksek olduğu yemeklerin olduğu öğünde yemeğe salata ile başlamak veya tabağımızın yarısını salata veya sevilen sebzeler ile doldurmak sebze tüketimini artırmak anlamında iyi bir yöntem olabilir. Ayrıca erken tokluk yarattığı için de tüketimin yüksek olmasını engelleyebilir. Ebeveyn olarak sizlerin bunu yapması çocuğunuzun da doğrunun bu olduğunu görüp uygulaması anlamında güzel bir yol olur.
- Son olarak fiziksel aktiviteden bahsetmek istiyorum. Yine yenilemek isterim hemen hemen her yazımda bu konunun da öneminden bahsetmeye çalışıyorum. Özellikle çocuklarda dünya sağlık örgütünün önerisine göre günde 60 dakika egzersiz yapması gerekmektedir. Dolayısı ile bunu da ihmal etmemek gerekmektedir.
Unutmayın kıymetli ebeveynler sizler çocuklarınızın gelecekte yaşayabileceği sağlık sorunlarını önlemede çok önemli bir yere sahipsiniz. Önce kendinizi düzeltirseniz çocuğunuzun beslenme ve yaşam tarzını düzenlemeniz daha da kolay olacaktır.
Hepinize sağlıklı, huzurla geçireceğiniz nice bayramlar dilerim.