Dünyada Ne Kadar Yer Kaplıyoruz?

Yoga ve Mandala Eğitmeni

Ferdiye  Yurdakul

Dünyada kalbimiz kadar; sevebildiğimiz kadar yer kaplıyoruz. Neden mi? Çünkü, öncelikle kendimizi sevebildiğimiz kadar karşıdan da o kadar sevgi görüyoruz. Bu sevgi gittikçe büyüyen, büyüdükçe paylaşılan bir duygu oluyor. Hangi işimiz olursa olsun; sevgiyle üstesinden geliyoruz. Sevmeden, ruhsuz varlıklara dönerek yapılan işler robotik durumları ortaya çıkarıyor. Doğal olarak da bu işler kısa süreli, doyuma ulaşmayan, içi boş çalışmalar olarak kalıyor. Kalbimizin yapabileceklerine odaklanıp Dünyamızı sevgiyle dolduralım, kendi iç dünyamızı da zenginleştirip olması gereken kıvama getirelim. Kalbimizin sağlığını da güzel yaşayarak, beslenmemize dikkat ederek, stressiz bir yaşam sürerek… koruyalım.

 

29 Eylül Dünya Kalp Günü, Dünya Kalp Federasyonu ve üye kuruluşlar tarafından düzenlenen kalp sağlığı temasının işlendiği bir gündür.

 

İlk defa 2000 yılında kutlanmaya başlanmıştır.

 

Temel amacı, tüm Dünyada en çok ölüm nedeni olan kalp damar hastalıkları ve inmenin önlenebilmesi için yaşam tarzı düzenlemeleri konusunda toplumu bilinçlendirmektir.

 

Kalp damar hastalıkları, özellikle tütün kullanımı, sağlıksız yeme alışkanlıkları, fiziksel hareketsizlik ve psiko – sosyal stresle kuvvetli bir ilişki gösterir.

 

Dünya Sağlık Örgütü, uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dörtte üçünden fazlasının önlenebileceğini bildirmektedir.

 

Kalp damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmek ve bu hastalığa yol açan nedenleri ortadan kaldırmak, çocukluktan itibaren başlayan sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve kalp dostu beslenmeyle mümkündür.

 

Akdeniz Tipi Diyet dediğimiz zeytinyağı, sebze, meyve, balık ve kuruyemişten zengin besinlerin kalp sağlığına olumu etkilerini gösteren birçok çalışma vardır.

 

Sağlıklı beslenme için; işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, deniz ürünleri, fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler soframızda yer almalı, kırmızı et tüketimi ve doymuş yağlar azaltılmalı, zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmeli; şekerli içecekler, şekerli ve unlu hazır besinler ve işlenmiş karbonhidratlardan uzak durulmalıdır.

 

Kan kolesterol yüksekliğinin, tıpkı kan şekeri yüksekliği, kan basıncı yüksekliği gibi zararlı olduğu bilimsel bir gerçektir ve tedavi edilmelidir.

 

Sağlıklı Kalmanın “Şifresi”

0 305 140 53 00

 

0: Sıfır sigara

 

30: Günlük 30 dakika orta şiddette etkinlik – egzersiz

 

5: Günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketimi

 

140: Kan basıncı 140 mmHg’nın altında tutulmalı

 

5: Total kolesterol 5 mmol/dL (190 mg/dL)’ nin altında olmalı

 

3: LDL kolesterol 3 mmol/dL (115 mg/dL)’nin altında olmalı

 

0: Sıfır fazla kilo

 

0: Sıfır diyabet

 

 

Sağlıklı Yaşam Yolunda Yürümek İçin Neler Yapmalıyız?

 

Hareket edin

Haftada 5 gün günlük 30 dakikalık orta tempo egzersizle kalp sağlığınızı koruyabilirsiniz.

 

Hızlı tempo yürüyüş, bisiklet ve yüzme, ilk planda önerilen aktiviteler. Bahçe ya da ev işleriyle uğraşmak dahi egzersiz yerine geçiyor. Hiç spor yapamıyorsanız bile; adım atmaya çabalayın.

 

Önerilen günlük on bin adıma ulaşamazsanız da beş bin adımın altında kalmayın.

 

Obeziteyle mücadele edin

 

Fazla kilolar, insülin direncini artırarak yüksek tansiyon ve şeker hastalığına davet açar, kolesterol dengesini bozarak damar sağlığını tehdit eder.

 

İdeal kiloya ulaşmak için kısa vadeli ölümcül diyet seçeneklerini bir kenara bırakmak gerekir.

 

Hedef, uzun sürede sürdürülebilir bir hayat tarzıyla kilo vermek olmalıdır. Aylık 2 – 3 kg vermek ideal kiloya ulaşmada mantıklı bir hedeftir.

 

Sigara ve tütünden uzaklaşın

 

Sigara, kalp ve damar hastalığı gelişmesinde ve hastalığın hızlı seyrinde ciddi bir risk faktörüdür.

 

Sigara içme süresi ve miktarı direkt damar hastalığı gelişimiyle ilişkili olup pasif içicilerde dahi riski artırır. Nargile dahil bütün tütün ürünlerinin kalp sağlığını tehdit ettiği unutulmamalıdır.

 

Sağlıklı beslenin

 

Zeytinyağı ve yeşilliklerin hakim olduğu, balık ve ılımlı miktarda etle desteklenen Akdeniz diyeti, bütün dünyada kabul görmüş kalp dostu beslenme şeklidir.

 

Günlük iki litre su tüketin

 

Hayat kaynağı suya önem verme zamanı.

 

Bütün gazlı ve katkı maddeli içecekleri rafa kaldırmayıp çöpe boşaltıyoruz ve su içiyoruz. Su, kan basıncı, ritim ve damar sağlığını etkileyen temel içecektir. Su dışında taze siyah çay, bitki çayları, ev yapımı ayran ve meyve suyu tüketebiliriz.

 

Sofradan tuzu kaldırın

 

Fazla tuz, yüksek tansiyon ve kalp yetersizliğinin temel tetikçilerinden biridir. Günlük alınan gıdalar içerisinde de tuz olduğu düşünülürse, sofraya tuz koymamak sağlıklı tercih olacaktır.

 

 

 

Stresle mücadele edin

 

Stres, kalp ve damar sağlığını tehdit eden, kalp krizini tetikleyen temel etkenlerden bir tanesi.

 

İster işyeri stresi olsun; isterse aile, sınav, duygusal stresler olsun, yoğun stres kalp krizi riskini arttırmaktadır. Stresle mücadele etmek zor geliyorsa, stresten kaçmakta fayda vardır.

 

Uykuyu düzene sokun

 

Kaliteli uyuyan kişilerde kalp ve damar hastalıklarında azalma izlenmiştir.

 

Düzensiz uyku, vücudun dinlenmesine izin vermeyerek, kan basıncında artış, ritimde dalgalanmalara yol açar.

 

Stres hormonlarının seviyesinin artmasıyla damar sağlığında bozulma izlenir. Günde yedi saat derin ve kaliteli uykuyla kalp sağlığınızı koruyabilirsiniz.

 

Gülümseyin

 

Evhamlı, tez canlı ve stresli kişiliklerin kalp hastalığına yakalanma riski daha yüksektir.

 

Depresyon, sosyal izolasyon ve yalnız yaşam, sağlıklı yaşam süresini kısaltan faktörlerdendir. Hayata gülümsemek, hayatla barışık olmak, sosyal ortamlara karışmak kalp sağlığınızı olumlu etkileyecektir.

 

“Ben’i Hatırla” kitabımdan kalple ilgili alıntılar;

 

Orta Noktada Kalp Var

 

Yaşam, aşk, ölüm kavramlarına nereden bakarsak bakalım, küçük ya da büyük; sıcak ya da soğuk; kırmızı ya da siyah; hep bir kalp resmi çıkar karşımıza. 21 gr’ lık bu kalp, yaşamı da ölümün birlikteliklerini ve benzerliklerini barındırır beraberinde. Ya aşkı? Aşk demek, zaten kalp demektir. Kalp ve aşk, eşdeğer tutulur.

 

Elif Şafak “AŞK ” adlı o güzel, dokunaklı romanında, önümüze kalp – yaprak karışımı bir sembol çıkarıyor. Tabii, romanın kapağını bile yorumlamak zaman alıyor. Ben ki çok kitap okuyorum; bu romanı üç kez okuduktan sonra “ Tamam, demek ki böyleymiş.” dediğim kesitler var.

 

Aşkı anlatan en güzel fotoğraflar, videolar, resimler… kalplerle dolu. Kalp motifini nerede görsek; gülümsemeye başlıyoruz, içimiz ısınıyor.

 

Baktırdığımız kahve fincanlarında kalp arıyoruz. Daha ne olsun? Demek ki kalp, yaşam demek; aynı zamanda ölümün huzurla son bulması demek.

 

Kalp Atışları

 

Yaşama başlarken kalbimiz de atmaya başlıyor. Küçücük kalbimizin ritmik atışlarıyla yaşama tutunuyoruz. Sonra da büyüyoruz; aşık oluyoruz ve aşkla birlikte çekirdek bilinçteki deneyimleri kazanıyoruz. Ta ki kendimizi tanıyana kadar ve gerçek aşkın kendimiz olduğunu anlayana kadar.

 

Uzun ya da kısa; kaliteli ya da yavan bir yaşam sürdükten sonra da kalbimiz duruyor ve ölüyoruz.

 

Ölmekle yaşam bitiyor mu? Eğer, siz de benim gibi yaşamın bittiğine değil de bu dünyadaki rolümüzün bittiğine inanıyorsanız; yaşamın başka kalplerde sürdüğünü biliyorsunuzdur.

 

Kalp Yeniden Atmaya Başlıyor

 

Bir gün, özgür irademizle seçtiğimiz bir yer, bir aile ve farklı, apayrı bir kaderde kalbimiz tekrar atmaya başlıyor. Bence, doğum anındaki ritmik atışlarımız, sonraki dönemlerde aşkı da yaşarken hissedilen atışlardır. Bu heyecan, aşkın en güzelini yaşamakla daha da artıyor her seferinde.

 

Kalbin yorulması, yaş alması ve de olgunlaşması, bir nevi ermesi de ne kadar aşk yaşadığına değil; ne kadar kaliteli, içeriği olan aşklar yaşadığıyla bağlantılı. Sonrası…

 

Doğumun ve yeni yaşama gelmenin hazzı, büyümenin basamaklarının hissedilişi, aşklarımızın kalbimizin ritmini yükseltişi ve tüm bunlarla beraber dünya yaşamından boşluğa ve daima yukarıya doğru yaşanan yükselişleri hepimizin yaşadığı bir dünya.

 

Bir de bu yükselişlerin inişleri de vardır ki bunlar bizi bir sonraki yükselişimizde çok daha yukarıya götürüyor.

 

Gerçek Olan Şey Kalpte Gerçekleşir

 

Hintli mistk bir guru olan OSHO’nun da dediği gibi: “ Kalp, aşkın, doğumun, ölümün gerçekleştiği yerdir. Ölüm gerçekleştiğinde kalp, durur. Aşk gerçekleştiğinde kalp, dans eder. Yaşam gerçekleştiğinde kalp, çarpmaya başlar. Gerçek olan her şey, kalpte meydana gelir ve gerçek dışı olan her şey, zihinde meydana gelir.”

 

Demek ki kalple bağlantılı olan bu üç şey; doğum, aşk ve ölümü değiştiremeyiz, ona yön veremeyiz. Çünkü bunlar, bilinmezden geliyor. Ansızın ortaya çıkabiliyor; birden yok olabiliyor. Rüzgar, yağmur, güneş gibi geçicidir ve ne kadar süreceğini bilemeyiz.

 

Varoluşa güvenirsek; bunları kabul edersek; o zaman yaşamla ahenk içinde dans edebiliriz. Bu üç büyük iktidar, aynı etkiye ve döngüye sahip, sonsuz bir süreç içinde devam etmekte ve bizi bu yapısıyla büyülemekte.

 

Kaynaklar:

 

https://tkd.org.tr

Ana Sayfa