Yoga ve Mandala Eğitmeni
Ferdiye Yurdakul
“Öğrenme şans eseri elde edilemez. Zevkle aranmalı ve özenle katılmalıdır.”
Abigail Adams
Çocuğunuz yarıyıl tatilini nasıl değerlendirecek? sorusu bu dönemde sorulabilecek bir soru mudur? Evet, asıl bu dönemde sorulması gerekir. Neden mi? Nedeni, gayet basit. Zaten, yaklaşık iki senedir süren bir pandemi dönemimiz oldu.
Öğrencilerimiz, aile ve çevre ilişkileri açısından pek bir şey yaşamadılar. Sene başı okullarımızın açılmasıyla birlikte biraz olsun arkadaşlık duygusunu yaşamak, birileriyle sohbet etmek, yeni bilgiler kazanmak adına adımlar atıldı yeniden.
Online yapılan eğitimlerden de anlaşılacağı üzere yüz yüze eğitimin öneminin göz ardı edilemez olduğu anlaşıldı. Tabii, havaların da soğumasıyla birlikte çoğalan vakaların ardı arkası kesilmedi.
Derslerinden geri kalan öğrencilerimiz, öğretmenlerinin de destekleriyle konulara vakıf olmaya çalıştılar. Sadece hasta olanlar değil; temaslı durumundaki öğrencilerimiz de aynı durumda kaldılar. Zaman zaman pandemi kuralları anlık değişti.
Çocuklarımız ve pek tabii ki aileleri çoğunlukla telaşa düştüler. Okullardaki idarecilerimiz ve öğretmenlerimiz ellerinden geleni yaptılar. Çünkü, bu dönemde birkaç kişi değil; bazen de tüm sınıf okula gelemedi. Geçtiğimiz dönemin ağırlığını, zorluğunu karnelere az bir zaman kalmışken halen üzerimizden atamadık. Atabilecek miyiz? Bilmiyorum.
Çocuklarımızı Aktivitelere Gönderelim
Ada genelinde otellerde, kafelerde, etkinlik merkezlerinde, belediyelerimizde… yapılan aktivitelere gönderelim.
Mandala, nefes, resim, seramik, kurabiye ya da çikolata yapımı… vb. Onları bu tür etkinliklere, atölye çalışmalarına katılmaları için teşvik edelim. Bunu bir öğretmen olarak söylemiyorum.
Bir vatandaş, bir arkadaş, bir dost, bir eğitmen, bir atölye eğitmeni olarak söylüyorum. Çünkü, çocuklarımız, gençlerimiz, gittikçe asosyal olmaya doğru gidiyorlar.
Onlara baktığımda eskisi gibi gözlerindeki heyecanı, umudu, sevinci, motivasyonu göremiyorum.
Bırakın Workshoplara Katılsınlar Sosyalleşsinler
Şu an yapılmakta olan dünya kadar workshop var. Bu atölyelere katıldıkça kendilerini daha iyi hissedeceklerinden eminim. Buralarda bilgilenecekler, keyif alacaklar, sosyalleşecekler, daha başka bir şeyler üretmek için motive olacaklar, sizlerle birlikte çalışmayı, bir şeyler ortaya çıkarmayı öğrenecekler.
Önemli olan çocuğunuzu iyi tanımaya çalışın. “Çocuğum, nelerden hoşlanır? Hangi etkinliklere katılmayı tercih eder? Birlikte yapabileceğimiz, gidebileceğimiz atölyeler hangileridir? sorularını atölye duyuruları çıkmış ya da çıkmaya hazırlanırken kendinize sorun, lütfen. Bu konuda dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var. Bunları bildikten sonra bu yarıyıl tatili hepiniz için çok güzel geçecektir.
Workshopları Kimler Yapabilir?
Workshop, İngilizce bir sözcük olmasına rağmen dilimize yerleşmiştir.
Farklı yerlerde karşımıza çıkan bu kavram neyi ifade ediyor? Workshop derken anlatılmak istenen nedir? Aslında, bir çalışma ortamını ifade eder.
Workshop, karşılığı olarak “atölye” kelimesi de kullanılmaya ve dilimize yerleşmeye başlamıştır.
Örneğin, çocuk mandala workshopları, mandala eğitmenlik eğitimi almış bir kişi tarafından yapılmalıdır.
Hangi konuda olursa olsun çocuklara yönelik workshop yapmak için çocukların dünyasını anlayabilmek yeterli değildir.
Özellikle de mandala seansları bu uyarıyı daha da kuvvetli yapmamızı gerektiriyor. Bunun başlıca nedeni, mandalanın herhangi bir etkinlik anlamında değil de terapi anlamında bir yöntem olmasıdır.
Bu tür workshopları çocuğunuz için takip etmek işi de size düşmektedir. Çocuğunuz, kendi içinde şimdide oluşturduklarıyla daha sonra yaşamını sürdürecek ve farkındalığı olan bir birey olacaktır. Farkındalıklı olmak, bir ayrıcalıktır. Çünkü, farkındaysan, duygularını kontrol edersin; farkındaysan eğer, başkalarına karşı sınır koymakta gecikmezsin.
Çocuklarımız, bizler için değerli. Onların farkındalıklarını açmak için geç kalmayalım!
8 – 10 YAŞ GRUBU
YOGA PRATİĞİ
Not: Öykü ve masalların içinde, oyunlarda hareketleri de tanıtıyoruz. Çocuklara o hareketi nasıl yapacaklarını göstererek anlatıyoruz. Onlarla birlikte oynuyoruz.
Giriş Bölümü:
Tanışma
Çocuğunuzu selamlayın. Onu matının üzerine bağdaş kurmaya ya da rahat ettiği bir oturuşa davet edin.
Nasıl olduğunu sorun.
Sonra, ona komutunuzla onar kez karın nefesi yaptırın. Bunu yaparken de o, matında yatarken karnında istediği renkte bir balon olduğunu hayal etmesini ve bu balonu şişirmesini söyleyin.
Şişirdiği balonun da gökyüzüne doğru yükseldiğini söyleyin. (Balon Nefesi)
Isınma
Isınma hareketlerini yapmak için onu yavaşça ayağa kaldırdın.
Oyun
Parka gidiyoruz. Parka vardığımızda orada çimleri sulayan bir fıskiye olduğunu görüyoruz (Su Fıskiyesi Hareketi).
Az ileride çok güzel elmaları olan bir ağaç görüyoruz ve elma toplamak için ağacın yanına gidiyoruz (Elma toplama hareketi).
Isınana kadar aynı süreç devam etti. Isındıktan sonra yere uzanın, cenin şeklinde sağa sola doğru sallanın.
Balon nefesini uygulayın. O, yerde yatarken “Yağmur, nasıl yağar?” sorusunu sorun. Cevabını büyük bir ilgiyle dinleyin. Bir süre sonra çocuğunuzu yerden kaldırın.
Gelişme Bölümü
Elmalarımızı bir güzel yedikten sonra, parkta ilerleyelim istiyoruz ve biraz ileriye gidiyoruz. Tam karşıya bakıyoruz. Kocaman dağlar görüyoruz (Dağ hareketi). Sonrasında bir ses duyuyoruz. Bu sesin bir kediye ait olduğunu anlıyoruz (Kedi hareketi). Kediciğin yavruları da var (Yavru Kedi Hareketi). Hemen arkalarından bir köpek geliyor (Yürüyen Köpek Hareketi).
Hemen ileride havuz var. Oraya doğru gidiyoruz ve ördekleri görüyoruz (Ördek hareketi). Belli bir süre sonra yoruluyoruz ve de karnımızın acıktığını fark ediyoruz. Oradaki büfeden tost yiyoruz (Tost hareketi). Tostlarımızı yerken başımızın üstünde rengarenk kelebekler dönüyor (Kelebek Hareketi).
Sonuç Bölümü
Çocuğunuzdan matına oturmasını isteyin. Beşer kez balon nefesi almasını söyleyin. Dersin başında gökyüzünde gördüğü balonu hayal etmesini ve özellikle de kendi seçtiği renkteki balonu görüyor olduğunu belirtin. Kısa bir süre sonra, çocuğunuzu şavasanadan uyandırın ve ona bağdaş kurup oturmasını söyleyin. Parkta neler gördüğünü ve de oradayken neler hissettiğini sorun, anlattırın.
Önce siz, çocuğunuza teşekkür edin. Sonra da o, size teşekkür etsin.