Uzman Diyetisyen
Selen Teksoy Tamel
Çocuklar kreş veya okula devam ettiği özellikle bu dönemlerde beraberinde hastalıkları da getirmektedir.
Kalabalık sınıflarda ve okullarda yayılan virüsler kolayca bir çocuktan diğerine bulaşır.
Bu durum da annelerin ishal, zatürre, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi durumlarla daha sık karşılaşmalarına neden olur. Bu dönemlerde en önemli savunma mekanizması olan bağışıklık sistemi büyük önem taşımaktadır.
Kış aylarında besleyici menülerle bağışıklık sistemini desteklemek şarttır. Günlük protein ve demir ihtiyacı mutlaka karşılanmalıdır.
En iyi protein kaynakları kırmızı et, yumurta, süt ürünleri ve baklagillerdir.
En iyi demir kaynakları ise kırmızı et, yumurta, baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. Bu durumda çocuğunuzun bağışıklık sistemini güçlendirmek ve enfeksiyonlara karşı korumak için ebeveynler olarak sizin yapabileceklerinizi bir konuşalım.
Tabii ki burada küçücük bir noktaya da değinmeden geçmek istemiyorum. Çocuklarınızın bağışıklık sisteminden bahsediyoruz ancak sizin bağışıklık sisteminizin de güçlü olması çok önemlidir.
Dolayısı ile çocuğunuzun yanı sıra sizlerin de bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz için bu önerileri kendinize de uygulamanız sizlere fayda sağlayacaktır.
Öncelikle korunma yöntemleri ile başlayalım.
Sonrasında ise ne yaptıysak yapalım hastalık kaçınılmaz olmuşsa da o zaman enfeksiyon durumunda neler yapılmalıdır bunlara da değinelim.
KALİTELİ UYKU ÖNEMLİ
Korunma yöntemlerinin en önemlilerinden biri uykudur.
Yapılan bilimsel çalışmalar, yeterli ve kaliteli uykunun vücudun bağışıklığının güçlenmesindeki faydalarını ortaya koyarken, hele de çocuklar için çok daha büyük önem taşıyor.
Geceleri geç uyuyan çocukların bağışıklık sistemi düzgün çalışmazken, enfeksiyon hastalıklarına yakalanma sıklıkları artıyor.
Çocuğunuza uykudan hemen önce, uykusunu kaçırabilecek tablet ve bilgisayardan uzak durma alışkanlığı kazandırmanız ve uyuduğu odada kaliteli uyku uyumanın şartlarının yerine getirmeniz büyük önem taşımaktadır.
EL YIKAMA
Halen daha etkisinin hissedildiği bir covid-19 virüsünden sonra aslında bunun önemini hepimiz çok iyi anlamış olsak da bazen bildiklerimizi bile uygulamayabiliriz. Dolayısı ile hatırlatmanın iyi olacağını düşündüm.
El yıkama alışkanlığının kazandırılması, enfeksiyona karşı en etkili, en pratik yöntemlerden biri.
Gün içerisinde ellerini yüzüne, ağız çevresine ve gözlerine sürmemelerini, özellikle tuvaletlerden sonra ve beslenmeden önce mutlaka ellerini sabunla yıkamaları gerektiğini öğretin.
Aynı zamanda su ve sabuna ulaşmaları için de onlara özel yöntemler geliştirmek el yıkamaya teşvik etmek anlamında önemlidir.
DENGELİ BESLENME HASTALIKLARDAN KORUR
Çocukların ev yemekleriyle sağlıklı ve dengeli beslenmesi, yaşına uygun, yeterli düzeyde protein, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının karşılanması enfeksiyonlara karşı direnç kazanmasında çok önemli rol oynuyor.
Mevsim meyvelerinde ve yeşil yapraklı sebzelerde bolca bulunan A ve C vitaminlerinin düzenli tüketimi bağışıklığı güçlendiriyor.
Kansızlık sorunu çeken çocuklar da sık enfeksiyon geçirdiği için özellikle demirden zengin sebze, et ve kurubaklagiller tüketmesine dikkat edin.
Çocuğunuzu bisküvi, gofret, gazlı ve şekerli içecekler, fast- food yemekler ve hazır atıştırmalıklardan uzak tutun.
Bağışıklık konuşulurken akla ilk gelen besinlerden biri hastalık yapan mikroorganizmaların vücuttan atılmasına katkısı bulunan Omega 3 kaynağı BALIK.
Mutlaka haftada 1-2 kez balık tüketilmesi öneriliyor. Balığın yanı sıra diğer bir omega 3 kaynağı olan ceviz de tüketilmesi gereken besinler arasındadır.
TEMİZLİĞİN ÖNCÜSÜ “SU”;
Enfeksiyonlara karşı korumada su içmenin önemi düşünüldüğünden çok daha fazla.
Çocuğunuza mutlaka su içme alışkanlığı kazandırın. Su temizleyici özelliği sayesinde üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmada çok etkilidir.
Suyu yeterli içip içmediğinizi anlamanın en basit yolu idrar rengidir. Açık renkteki idrar rengi suyu yeterli içtiğinizin en belirgin göstergesidir.
KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAK;
Pek çok ebeveyn, çocuklarının yemek yemediklerini veya yetersiz yediklerini, sağlıklı beslenemediğini düşündükleri gerekçesiyle çocuklarına bitkisel takviyeler verebiliyor.
Çevresindekilerden duyduklarıyla ya da internette okuduklarıyla, çocuğunun bağışıklığını güçlendirmek amacıyla bu ürünlere yönelebiliyor. Bu tür pek çok ürünün bilimsel kanıtı bulunmuyor, doktora danışmadan kullanılabilecek takviyelerin böbreklere ve karaciğere zarar verebileceğini unutmayın.
Evdeki hesap her zaman çarşıya uymayabilir. Hastalıklardan korunmak için uygulamamız gerekenleri yapsak da bazen kaçınılmaz sonlarla karşılaşabiliriz.
Tabii ki burada konuşulması gereken önemli noktalardan biri de korunma yöntemlerini uygularken hastalıkla karşı karşıya kalındığında bunları uygulamayanlara göre avantajımızın daha hafif belirtilerle geçirme şansı olmasıdır.
Şimdi de hastalık esnasında beslenmede nelere dikkat etmemiz gerekiyor onları anlatmaya çalışalım.
- Enfeksiyon hastalıklarında sık karşılaşılan durumlardan biri vücut ısısının yükselmesi ve bunun sonucunda metabolik hızın artmasıdır. Burada vücut ısısının yükselmesi demek vücutta bir savaşın olduğunun göstergesidir. Bu da enerji ihtiyacının artmış olduğu anlamına gelir. Amaç artan enerji ihtiyacını karşılamak ve yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamaktır. Aynı zamanda kusma ve ishal de buna eşlik ediyorsa bunlar sonucu oluşan kayıpları da karşılamak gerekir.
- Kalori ihtiyacını karşılamak için yüksek enerjili besinlerden yararlanılır. Hastalığın şiddetine göre vücutta özellikle iskelet kasında meydana gelen yıkımlar karşılanmalı.
- Artan protein kaybı ve yıkım nedeniyle artan ihtiyacı karşılamak için proteinden zengin ve biyoyararlılığı yüksek besinler (et, süt, yumurta vs.) tüketilmelidir.
- Hem artan enerji ihtiyacını hem de B vitamini gereksinimini karşılamak için tahıllar (muhallebi, tahıl çorbaları vb.) arttırılmalıdır. Böylece diyetin karbonhidrat oranı da artacaktır. Son dönemde karbonhidrat dediğimiz ve halk arasında şekerler olarak bilinen besin öğelerine karşı olan savaşın hepimiz farkındayız. Ancak artık bu savaşın yersiz olduğunun da farkındayız. Çünkü araştırmalar gösteriyor ki doğru karbonhidrat seçildiğinde ve doğru miktarda tüketildiğinde enfeksiyon sonucu oluşacak olan enerji açığını kapatmada olduğu gibi vücudun daha birçok fonksiyonunda da önemli görevler üstlenmektedir.
- Sıvı tüketimi arttırılmalıdır. Toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması için bu gerekli olup aynı zamanda ishal, kusma, yüksek ateş gibi nedenler vücuttan sıvı kaybına yol açar. Taze meyve suları, süt, ayran gibi sıvılar tercih edilmelidir.
- Vitamin- mineral ihtiyacı önerilenden bir miktar daha fazla artmaktadır. Taze meyve suları enerji yönünden de zengin olması sebebiyle tercih edilmelidir.
- İyi pişmiş sebzeler de artan vitamin-mineral gereksinimini karşılamada oldukça yararlıdır. Neden iyi pişmiş sebzeler özellikle vurgulanıyor diye düşünüyor olabilirsiniz. Buraya küçük bir açıklama getirmem gerekiyor. Vücutta zaten herhangi bir mikroorganizmaya karşı savaş mevcuttur. Çiğ sebzelerle başka bir mikroorganizma bulaşması riski oluşabilmekte ve bu var olan durumu daha kötüye götürebilmektedir. Dolayısı ile bu riski almamak adına çiğ sebzeleri bir dönem kesmenin daha doğru olacağı görüşündeyiz.
- Hastalık sebebiyle besin alımında zorluk yaşanmaması için sevilen ve tüketimi kolay besinler tercih edilmelidir. Gereken CHO (karbonhidrat) ve protein miktarı karşılanamıyorsa özel mamalar ve enteral ürünlerden destek alınmalıdır.