Otizm’de Konuşma Terapisi Ne Zaman Başlamalı?

Dil, Konuşma ve İşitme Uzmanı

Irmak Arcan

Otizm Spektrum Bozukluğu her bireyde farklı belirtiler gösterebilen bir bozukluk olmasına rağmen ortak olarak otizmli bireylerin iletişim ve sosyal etkileşim becerilerinde zayıflıklar görülmektedir.

 

İletişim ve sosyal etkileşimi gerçekleştirebilmenin en önemli yolu sözel ve sözel olmayan dili kullanmaktan geçer.

 

Dili kendimizi ifade etmek, başkalarını anlamak için kullanırken, dilin ses sistemi, dil bilgisi sistemini bilmemiz gerektiği kadar, dili etkin şekilde kullanma ve sosyal boyutunu da öğrenmemiz gerekmektedir.

 

Dilin etkin şekilde kullanımı ve sosyal boyutu, dili nerede, ne zaman ve kime, nasıl kullanacağımız, iletişim başlatma ve sürdürme, konuşulan konuya uygun konuşma, sorulan sorulara uygun cevap verme, dilin içeriğini anlama, sözel olmayan jest ve mimikleri anlama gibi becerileri içermektedir.

 

Otizmli bireyler dilin ve konuşmanın bu boyutlarında sorunlar yaşamaktadır. Özellikle konuşmanın anlamsal, etkin kullanımı ve sosyal boyutunda problemler yaşarlar; konuşmanın içeriğini anlamakta zorlanabildikleri gibi neyi-nerede-kime-ne zaman söylemeleri gerektiği konusunda da zorluklar yaşarlar.

 

Bunlara ek olarak, sözel dile dair mesajları anlama, kelime dağarcığında ve cümle yapılarında (ek ve zamirlerin yanlış veya eksik kullanımı) zayıflıklar görülmektedir. Konuşurken göz kontağı kurmamak, ekolali; duyduklarını anında veya gecikmeli olarak tekrar etme gibi belirtiler de görülebilir.

 

Otizmli bireylerle yapılan konuşma ve dil terapilerde öncelikli olarak konuşulan dilin içeriğini anlama, etkileşim kurma, talep etme becerisi, iletişim başlatma ve sürdürme gibi dili anlama ve kullanmaya yönelik hedefler üzerinde çalışılır.

 

Ailelerin terapilerden beklentisi öncelikli olarak çocuklarının konuşması ve dili etkin şekilde kullanması olsa da konuşmanın bazı becerilerin edinilmesinden sonra oluştuğu ve bu beceriler dahilinde anlam kazandığı gözden kaçırılmamalıdır. Bu sebeplerden dolayı konuşma terapisine başlamadan önce çocuğun kazanması gereken bazı ön koşul becerileri vardır, bunlar kazanılmadan yapılan terapilerin konuşmanın ve dilin sosyal boyutunun gelişmesine faydası olmadığı kanıtlanmıştır.

 

Otizmli bireylerde konuşma ve dil terapisi için gerekli olarak ön koşul becerileri; göz kontağı, ortak dikkat, taklit, komut ve yönergelere uyma, sıra alma, dinleme ve nesne sürekliliği gibi becerileri içermektedir.

 

Göz Kontağı

 

Çocuğun terapist ile etkili olarak çalışması, terapist ile göz kontağı kurması, sürdürebilmesi ve terapisti izleyebiliyor olması gerekmektedir.

 

Ortak Dikkat

 

Konuşma ve dil terapisi izleyerek ve takip edilerek yapılan bir terapi yöntemi olduğu için çocuğun terapist ile belirli bir nesneye veya çalışmaya yönelik dikkatini paylaşması ve aynı konuyla ilgilenmesi gerekmektedir.

 

Örneğin, terapistin oyuncak köpeği göstererek ‘Bu köpek’ demesi ve çocuğun dikkatini oraya yöneltmesi, ortak dikkati içermektedir.

 

Ortak dikkat sadece konuşma edinilmesinde değil ayni zamanda sosyal etkileşimde de önem taşımaktadır.

 

Taklit

 

Konuşma ve dil taklit yoluyla öğrenildiği için vücut dilini, mimikleri ve jestleri taklit etmek; hayvan seslerini, çevre seslerini taklit etmek konuşma ve dil gelişimi basamaklarından biridir.

 

Komut ve Yönergelere uyma

 

Konuşmanın anlaşılması, yani alıcı dil becerileri gelişmeden ifade edici dilin gelişmesi gerçekleşmediği için çocuğun söylenenleri anlayabilmesi ve yerine getirebilmesi gerekir.

 

Sıra Alma

 

Konuşma karşılıklı sıra alarak, konuşan kişiyi bekleyerek gerçekleştirildiği için, çocuğun sıra alma ve bekleme becerisine sahip olması gerekmektedir.

 

Dinleme

 

Dinlemeyi öğrenmeden konuşulmaya geçilmediği için çocuğun önce dinlemeyi öğrenmesi gerekmektedir.

 

Çocuğun işitsel deneyimi arttıkça seslere ve konuşmaya karşı deneyimi de artmaktadır.

 

Nesne sürekliliği

 

Nesne sürekliliği bir nesnenin görülmediği, duyulmadığı, dokunulmadığı veya koklanmadığı durumlarda dahi var olduğunu bilme becerisidir.

 

Nesne sürekliliği konuşma ve dil gelişimi açısından çok önemlidir çünkü çocuk kelimelerin nesneler için kullanıldığını anlamadan önce o objenin her zaman var olduğu bilincinde olması gerekir.

 

Konuşma terapisi için gerekli olan ön koşul becerilerinin kontrolü, iletişim becerileri, eksik olan dil kullanım alanları ve dilin etkin şekilde kullanımı terapi sürecinin öncesinde gerçekleştirilen detaylı bir değerlendirme seansında yapılmaktadır.

 

Ön koşul becerilerinin eksikliği durumunda konuşmanın gerçekleşmesi mümkün olmadığı için terapiye başlamadan önce azami gerekli 3 ön koşul becerisi olan; göz kontağı, komutlara/yönergelere uyma ve taklit becerilerinin özel eğitim öğretmenlerinin desteğiyle kazanılması gerekmektedir.

 

Otizm spektrum bozukluğu tanısı almış bireylerin, azami gerekli ön koşul becerileri kazanıldıktan sonra mümkün olduğunca en erken zamanda terapiye başlaması gerekmektedir.