Asrın Hastalığından Korunma Yolları

Uzman Diyetisyen

Selen Teksoy Tamel

Asrın hastalığı olarak bilinen kanser ile ilgili sosyal medyada (her konuda olduğu gibi) mucizevi karışımlar ve mucize yaratan besinler paylaşılıyor. Bunlar üzerinden popülarite kazanmaya çalışılıyor.

 

Sizlere de sormak istiyorum bu hastalığa yakalanmayı önleyecek veya yakalanan bir hastayı mucizevi bir şekilde iyileştirecek bir besinin varlığına inanıyor musunuz?

 

Dünyada her yıl milyonlarca kişi kansere yakalanıyor ve kanser önü alınamaz bir şekilde ilerliyor.

 

Giderek artan kanser vakaları milyonlarca kişiyi hayattan koparıyor. Çeşidi ne olursa olsun bu amansız hastalıkla mücadele süreci oldukça zor ve meşakkatlidir.

 

Kanser oluşumu birçok nedene bağlıdır.

Yapılan araştırmalar kanserin kalıtımsal faktörler yanında çevresel etkenlerden oluştuğunu belirtiyor.

 

Genetik faktörler kadar yanlış beslenme de kansere yol açan nedenlerden biridir.

 

Diyet ve kanserin arasındaki bağlantının aydınlatılması zor ve karmaşıktır. Bunun nedeni diyetimizin çok sayıda farklı gıda ve besin öğelerinden oluşuyor olmasıdır.

 

Genellikle birçok besinin birbirleri ile birlikteki kombinasyonları kanser riskimizi etkilemektedir.

 

Ayrıca miras aldığınız genler de kansere yakalanma riskinize etki eden beslenme şeklinizi etkilemektedir.

 

 

Kanser Riskini Arttıran Faktörler

 

  • Sigara içmek,

 

  • Bakteri ve virüs enfeksiyonlarının hızlı gelişmesi,

 

  • Çok miktarda yapay kimyasallarının alınması,

 

  • Aşırı alkol alımı,
  • Radyasyona maruz kalma,

 

  • Düzensiz yaşam, çok eşlilik,

 

  • Aşırı yağ ve yağlı besin alımı,

 

  • Taze sebze ve meyvelerin az alınması,

 

  • Posalı (lifli) besinlerin az alımı,

 

  • Olumsuz çalışma koşulları,

 

  • Tuzlanmış, tütsülenmiş, dumanlanmış besinlerin aşırı alımı

 

 

Kanserden korunma için beslenme rehberi

 

  • İdeal vücut ağırlığı korunmalı.

    Obezite, metabolik sendrom, diyabet, kalp—damar hastalıkları, hipertansiyon ve diğer kronik hastalıklar ile ilişkili ciddi bir sağlık problemidir.

    Son dönemlerde, obezite ve kanser ilişkisi oldukça dikkat çekmektedir.

    Çalışmalar obezitenin kolon, meme, endometrium, karaciğer, böbrek, özofagus, gastrik, pankreatik, safra kesesi ve lösemi gibi çeşitli kanser türleri ile ilişkili olduğunu, kansere ilişkin mortalite riskini arttırdığını ve tedaviye cevabı azalttığını göstermektedir.

 

  • Kabuklu yenebilen meyveleri kabuğu ile birlikte tüketin.

    Burada dikkat edilecek önemli bir nokta özellikle mevsiminde olmayan ve uzun süre dayanıklılığını artırmak için bazı meyvelerin dış kabuğunun mumsu bir yapı ile kaplanmış olmasıdır.

    Mevsimsel sebze ve meyvelerin tüketilmesi bu ve bunun gibi zararlı maddelerin vücuda alınmaması için son derece önemlidir.

 

  • Tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği, bulgur, yarma gibi tahıllar yiyin.

    Bunların tümü lif açısından zengin gıdalardır ve lif açısından zengin besinler bağırsak kanseri riskini en az dörtte bir oranında azaltmaktadır.

 

  • Sarımsak, lahana, brokoli, karnabahar, domates, yeşil çay, greyfurt, keten tohumu, zencefil, zerdeçal, yaban mersini gibi antioksidan içeriği yüksek, C vitamininden zengin besinlere günlük beslenmede yer verin.

 

  • Sebze yemeklerini az suda veya kendi suyu ile pişirin.

 

  • Sebzeler posa alımını arttırıp bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak kalın bağırsak—rektum kanserinin önlenmesinde etkindir.

    Bol sebze ve meyve ve diğer posalı gıda ile beslenme kolorektal kanser oluşumunu yüzde 20 – 40 oranında azaltır.

 

  • Kuru baklagilleri haşladıktan sonra suyunu dökmeyin.

    Kuru baklagillerin pişirme sırasında haşlama sularının dökülmesi bu sulara geçen minerallerin kaybına yol açmakta ve sonuç olarak besin değerlerinde büyük ölçüde kayıplar olmaktadır.

 

  • Besinlerin saklama koşullarına dikkat edin.

    Besinlerin uygun sıcaklık ve nem oranında saklanması bozulmalarını önlemekte ve böylelikle kanser yapıcı hücre oluşum riskinin önüne geçilmektedir.

 

  • Hazır satılan yiyeceklerin etiketlerini inceleyin.

 

  • Besinlerin taze olduğuna ve yemeklerinizi kendiniz pişirmeye özen gösterin.

 

  • Alkol tüketimini kesin.

    Son araştırmalar batılı toplumlarda erkeklerde kanserlerin yaklaşık yüzde 10,8’i, kadınlarda yüzde 4,5’i alkol tüketiminden kaynaklandığını gösteriyor.

    Risk, alkol türüne göre değil, günde içilen alkol miktarına göre artıyor.

    Günde bir kadehin ağız, boğaz ve gırtlak kanseri riskini yüzde 168, yemek borusu kanseri riskini yüzde 28, meme kanseri riskini yüzde 10 ve kalın bağırsak—rektum kanseri riskini yüzde 9 artırabilir.

 

  • Kansere karşı egzersizi de asla atlamayın.

    Haftada 3 gün, en az 30 dakika süresince yürüyüş, yüzme, bisiklet, step vb. egzersizler yapın ve bunu ömür boyu sürdürün.

    Egzersizde önemli olan bir diğer nokta da sürdürülebilir olmasıdır. Bunun sağlanması için sevdiğiniz bir spor dalına yönelin ve egzersizi yapılabilecek uygun sürelerde yapılması önerilmektedir.

 

  • Besinleri ihtiyaç duyulan miktar kadar satın almak ve saklama koşullarına dikkat etmek gerekmektedir.