Çocuk Olmak

Yoga ve Mandala Eğitmeni

Ferdiye  Yurdakul

Çocuk olmanın keyfine vararak yaşamak, bambaşka bir durum. Yaşadığımız Dünya’nın içerisinde ekstradan bir de çocukların dünyası vardır, diye düşünürüm. Onlar, hayalleriyle yaşarlar. Onlara boş, beyaz bir sayfa verirsin, onlar da bu boş, beyaz sayfayı renklendirirler. Sonrasında da o çizdiklerinin gerçekleşmesini beklerler.

 

Anda kalmanın mutluluğuyla her daim enerjik ve şimdinin geleceğine kucak açarlar.

 

Sevdikçe severler ve daha da büyür küçücük kalplerinde barındırdıkları sevgileri.

 

Sadece onlardır ki yardım almadan, rahatlıkla bu yaşamı olduğu gibi kabul edip de yaşamı en güzelinden yaşamanın yollarını çözmüştürler.

 

Çocukların Gözünden Dünyamız

 

Çocuklar, her şekilde mutludurlar. Olumlu ve olumsuz her şey, onlar için hep aynı gülümsemeyi getirir.

 

Çocuğun ilk öğrendiği şey, gülmek ve ağlamaktır.

 

En büyük isteğiyse, oyundur.

 

Keşke hepimiz, çocuklar kadar oynamaya hevesli, gülmeye hazır olabilsek ve gerektiğinde ağlayabilsek, şarkılar söyleyebilsek, herkese gülücüklerle karşılık verebilsek, bizi boğan sıkıntılarımızı bedenimizden, zihnimizden boşaltmak için gözyaşı dökebilsek.

 

Benim 23 Nisan’ım

 

Çocukken böyle bayramların öncesinde, provalarda kendimi birden dansçı hissederdim. Çok da iyi değildim, laf aramızda.

 

İlkokul dörde kadar bayramlarda boy gösterdim. Sonrasında, olmadı. Romatizmam yüzünden ilkokulun dördüncü sınıfında son provalardan birinde halk oyunu oynarken ansızın yere düşmemle bayramlarda boy göstermem sona ermişti.

 

Bayramlara katıldığım zamanlarda da babamın iş yoğunluğundan beni izleyen tüm gözlerin tamamen yabancı olması, babamın beni ve abimi güvendiği öğretmenlere teslim etmesi ve oyunların bitişinde onlardan teslim alması, beni hep üzmüştür. Ben, bir çocuk olarak, çocuk kalbimle onu görmek, onun elini tutmak isterdim. Bilirim ki her çocuk da öyle ister ve hisseder.

 

Çocukların Bayramı

 

Ülkemizde kutlanan milli bayramların hem ulusal mücadele ve zaferlerin yıldönümünü hem de coşku ve sevinci hatırlatması açısından önemi büyüktür.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM’nin açılış günü olan 23 Nisan’ı tüm dünya çocuklarına armağan ettiği bu özel gün onun çocuklara duyduğu derin sevgiyi göstermesi açısından da önemlidir.

 

Vatanı korumanın çocukları korumakla başladığını söyleyen Atatürk, bu derin sevginin bir bayram kutlamasıyla somutlaştırılıp ölümsüzleştirilmesine de ön ayak olmuştur. Çok sayıda manevi evladı olan Gazi Mustafa Kemal TBMM’nin açıldığı 23 Nisan’ın aynı zamanda çocuk bayramı olarak kutlanmasını da sağlamıştır.

 

23 Nisan 1920 tarihi Türk ulusunun iradesi demek olan Birinci Büyük Millet Meclisinin açıldığı tarihtir. Bu aynı zamanda Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarih olarak da önem kazanmıştır.

 

Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924’te 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiş, 23 Nisan 1929’da da bu bayramı geleceğin emanet edildiği çocuklara armağan etmiştir. 23 Nisan, ilk kez 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlamış, 1979 senesinde de ilk önce altı ülkenin katılımıyla uluslararası özelliğe kavuşmuştur.

 

23 Nisan, artık tüm dünya çocuklarının bayramıdır. Her sene kırk civarında ülkeden gelen çocukların katılımıyla daha da renklenen 23 Nisan kutlamaları Türkiye’yi bu konuda özel bir konuma oturtmuştur. Çünkü Türkiye, çocuklarına bayram armağan eden ve bunu tüm dünya çocukları ile paylaşan tek ülkedir.

 

Türk milletinin ortak iradesini ve egemenliğini simgeleyen 23 Nisan’lar her yıl tüm yurtta, dış temsilciliklerde, tüm kurumlarda ve okullarda coşku ve minnetle kutlanmaktadır. 23 Nisan 1920 tarihi aynı zamanda TBMM’nin açılışının 100. yıldönümü olarak da gururla hatırlanmaktadır.

 

Millet iradesinin yansıması olan Meclis’in varlığı bir asırdır. Yanı başımızdaki en büyük değerlerden birisi ve bağımsızlığımızın en güçlü yansımasıdır.

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, yeni yetişen neslin şanlı tarihini özümsemesi ve Atatürk’ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni geleceğe gururla taşıması açısından en özel bayramlardan biridir.

 

Tüm milletimizin ve çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

 

8 – 10 YAŞ GRUBU YOGA PRATİĞİ

 

Giriş Bölümü

 

Çocuğunuzu selamlayın. Onu matının üzerine bağdaş kurmaya ya da rahat ettiği bir oturuşa davet edin.

 

Nasıl olduğunu sorun. Ondan sizinle paylaşmak istediği bir şey varsa size anlatabileceğini söyleyerek seansa başlayın. Sonra, ona komutunuzla beşer kez Minik Yogi Nefesi – Tam Yoga Nefesi yaptırın.

 

Isınma

 

Isınma hareketlerini yapmak için onu ayağa kaldırın.

 

Bir adaya doğru gezintiye çıkacağınızı söyleyin. Teknedeki kürekleri kullanarak adaya gidebileceğinizi de ekleyin.

 

Tekneye binmeden hazırlıklar başladı. Biraz ısınma hareketi yapın. Sonrasında da küreklerin başına geçin. Biraz yol alana kadar ısının.

 

Oyun

 

Çocuğunuz, teknede adaya doğru ilerlerken kürek çekti (Kayıkçı hareketi). Teknedeyken birden şimşek çakıyor (Yıldırım hareketi). İkiniz de korkuyorsunuz. Sonrasında, yağmur yağıyor ve ardından gökkuşağı çıkıyor (Gökkuşağı hareketi). Bir de bakıyorsunuz ki teknede bir yer göllenmiş. Bu suyu tekneden çıkarmak zorunda kalıyorsunuz (El Arabası hareketi). Sonrasında, varmak istediğiniz adaya geliyorsunuz.

 

Isındıktan sonra yere uzanın, ayaklarınızı kendinize doğru çekin ve ayaklarınıza sarıldıktan sonra sağa sola doğru sallanın.

 

Tekrardan sizin komutunuzla ayaklarını matın kısa kenarı kadar uzanın ve kollarını bedeninin yanına alın. Sonrasında, balon nefesini uygulayın.

 

Gelişme Bölümü

 

Ayağa kalkın ve adada yürümeye başlayın.

 

Yürüdükçe kumlarda ayak izleriniz ortaya çıktı (Öne, arkaya, yana koşu). Koştukça kumlardaki ayak izleriniz, daha çok hoşunuza gitti. Yoruldunuz ve biraz durup dinlendiniz (Roket Nefesi).

 

Adada muz ağaçlarını fark ettiniz ve oraya doğru gittiniz. Muzlara yetişmek için zıpladınız (Zıplama hareketi).

 

Muzların tadına baktıktan sonra yürümeye devam ettiniz. Bir de ne görüyorsunuz? Yel değirmeni (Yel Değirmeni hareketi). Fark ediyorsunuz ki yel değirmeni, daireler çizerek çalışıyor (Daire hareketi). Üçgen çatıları olan evler görüyorsunuz (Eşkenar Üçgen hareketi).

 

Bir evin önünde sallanan sandalyede oturan bir büyükbaba görüyorsunuz (Sandalye hareketi). Sonrasında, yürüyerek tekneye geri dönüyorsunuz.

 

Sonuç Bölümü

 

Çocuğunuzdan matına uzanmasını isteyin. Belli bir süre nefes alıp vermeye devam edin (Balon Nefesi). Kısa bir süre sonra, çocuğunuzu şavasanadan uyandırın ve ona bağdaş kurup oturmasını söyleyin.

 

Ona adanın ne olduğunu ve gittiğiniz adada neler gördüğünü sorun. Cevabını büyük bir merakla dinleyin. Ona teşekkür edin. Sonra da o, size teşekkür etsin ve dersi bitirin.