Kasabalı Eşek

Anna Kibelana

Uzun yıllar önce bütün hayatını kasabada çalışarak geçiren bir eşek varmış. Eşek çok ağır yükleri çok uzak mesafelere taşımış durmuş yıllarca.

 

Gücü kuvveti yerinde iken iyi bir çalışanın hakkı olan bol yiyecek ve suyunu eksik etmemiş sahibi.

 

Ama zaman geçmiş eşek yaşlanmış; gidemez, taşıyamaz olmuş. Eşeğin sahibi yeni bir eşek almış.

 

Yeni eşek genç ve güçlüymüş. Bütün yükü tek başına çekebiliyormuş. Eşeklerin sahibi bakmış iki eşeklik iş, ikisine yetecek yer ve doyuracak yem yok. Karar vermesi çok sürmemiş ve bizim yaşlı eşeği götürüp ormana bırakmış.

 

Eşek ormana yavaş yavaş orman sakinleri ile tanışmış.

 

Onlara kasabadan, insanların hayatlarına dair bildiklerinden anlatmaya başlamış. Çok geçmemiş ormandaki herkesi tanımış. Ona bir isim vermiş ormandakiler: “Kasabalı Eşek”

 

Ormandakilerin çoğu hem yaşına hem tecrübelerine saygı duymuş, ihtiyaç duydukları konularda ondan fikir sormuş.

 

Zamanla kasabalı eşek sorulmazsa da her işe karışır olmuş. Derken kasabalı eşeğin aklına bir fikir gelmiş. Bu ormana onun gibi bir yönetici gerekliymiş. Hemen orman halkını toplantıya çağırmış.

 

Hayvanlar toplantı yerine gelmiş. Eşek de gelmiş. Neşe içindeymiş. Ormanda avaz avaz bağırmış. Bu ses çok rahatsız ediciymiş. Bazıları onu dinlemeden alanı terk etmişler. Kalanlar merakla bakıyormuş.

 

Eşek herkesin onu görebileceği yüksekçe bir tepeye çıkmış ve başlamış anlatmaya: “Ben uzun süredir sizlerin arasında ormanda yaşıyorum. İçinizde kasaba gören en bilgili, en kültürlü hayvan benim. Her şeyi sizden daha iyi düşünüyor, daha iyi karar veriyorum. Artık ben bu ormanın yöneticisi olmalıyım.” demiş.

 

Herkes susmuş kalmış.

 

Eşek bu sessizlikten de bir anlam çıkarmış ve onaylandığını düşünüp kutlama şarkısı söylemiş. “Ben kasabalı eşeğim, artık ormanın yöneticisiyim, her şeyi ben bilirim.”

 

Bu sırada kiminin üzerinden geçmiş, kiminin ayağını ezmiş. Bir tazı dayanamamış, eşeğin karşısına çıkıp: “Herkesin işine karıştın, hiç nazik olmadın, hep konuştun, hiç dinlemedin ama biz seni olduğun gibi kabul ettik. Saygı gösterdik. Sen altın semer de taksan,  aslan postuna da girsen senden bize yönetici olmaz.” demiş.

 

Eşek ilk defa bu kadar açık bir eleştiri ile karşılaşmış.

 

Önce tazıya sonra diğer hayvanlara bakmış. O an eşek her şeyi bilmediğini fark etmiş.

 

Yöneticilik konusu bir daha açılmamış. Eşek artık daha saygılı olmaya gayret etmiş.

 

Gökten üç güzel söz düşmüş. Biri lütfen, biri teşekkürler, biri de rica ederim…