Çocuğunuz Okula Gitmeye Hazır Mı?

Klinik Psikolog — Psikoterapist

Yard. Doç. Dr. Damla Alkan

 

Okula başlamak bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal açıdan hazır olmayı gerektiren bir durumdur. Bu nedenle okula başlayan çocuğun belirli bir zihinsel olgunlukta olması ve sınıf içi etkinliklerinde başarı göstermesi tek başına yeterli değildir. Bunların yanında çocuğun oyun ve arkadaşlarıyla iletişim kurabilme, paylaşmayı bilme, kendini ifade edebilme, empati kurabilme, engellenmeye yönelik toleransının olması, sabırlı olabilme, okul kurallarına uyabilme, grup aktivitelerine uyum sağlayabilme, yaşına özgü öz bakım becerilerini yerine getirebilme gibi diğer sınıf dışı etkinliklerde de aynı başarıyı gösterebilmesi de son derece önemlidir.

 

Ayrıca okula gitmeye hazır olmak, çocuklar kadar ebeveynlerin, okulun ve öğretmenlerin de hazır olmasını gerektirmektedir.

 

Yapılan çalışmalarda okula hazır bir şekilde başlayan çocukların okula ve öğrenmeye daha çok ilgili olduğu, daha kolay öğrenebildiği, okula daha kolay uyum sağlayabildiği ve kendilerine verilen görevlerde daha başarılı oldukları görülmektedir.

 

Sevgili anne ve babalar bu yazımda ilkokula başlayacak olan çocuklarınız için okula hazırlık sürecinde nelere dikkat etmeniz gerektiğine değineceğim ve çocuklarınızı okula hazırlık sürecinde nasıl destekleyebileceğinize yönelik çeşitli önerilerde bulunacağım.

 

Okula başlarken en çok kazanılması gereken becerilerden biri de çocuğun kişisel bakımını üstlenebilmesi için gerekli olan öz bakım becerileridir.

 

Öz bakım becerilerinin kazanılması çocuğunuzun bağımsızlaşmasında, hayata hazırlanmasında, bağımsız olarak kendine yetebilmesinde ve sosyal olarak kabul edilmesinde son derece önemlidir.

 

Okula başlayacak olan çocuğun tuvaletini kendi başına yapabilmesi, yemeğini kendi başına yiyebilmesi ve kendi başına giyinebilmesi, elini yüzünü yıkayabilmesi, dişlerini fırçalayabilmesi, burnunu  temizleyebilmesi gibi öz bakım becerilerine sahip olması gerekmektedir.

 

Öz bakım becerilerinin kazandırılmasında anne ve babalara büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu bağlamda çocukların bu becerilerini yerine getirmesi için onlara fırsatlar verilmeli ve girişimleri desteklenmelidir.

 

İlkokula başlayacak olan çocuklardan, dengeli koşup hareket edebilme, tek ayağı üzerinde zıplayabilme, kalemi doğru tutabilme ve doğru kullanabilme, çizgileri birleştirebilme, çizgi kopya edebilme, çizgi çizebilme, düğme ilikleyebilme, makas ile resim kesebilme, adını yazabilme gibi ince ve kaba motor becerileri yerine getirebilmeleri beklenmektedir. Tüm bunlar çocuğun bedensel olgunluğu için önemlidir.

 

Ayrıca bedensel olgunluk çocuğun görmesinin, işitmesinin ve genel sağlık durumunun da yerinde olmasını gerektirmektedir. Bu becerileri desteklemek için zıplayabileceği, koşabileceği, denge sağlayıcı (sek sek oynama, ip atlama vb.) oyunlar oynamasına fırsat tanımanın yanı sıra,  resim yapma, sınır çizgileri belirgin olan bir resmi veya temel bir şeklin içini boyama çalışmalarının yapılması, noktalardan oluşan basit şekillerin çizilmesi, şekil tamamlama, labirentli bulmacalar, makas ile çeşitli şekiller kesme gibi çalışmaların yapılması çocuğun okula uyumuna yardımcı olacaktır. Bunların yanında kalemi başparmağıyla işaret parmağı arasında tutabilecek şekilde yerleştirdikten sonra, orta parmağını ucundan yaklaşık olarak 1 — 2 cm yukarıda destekleyecek konuma getirerek kalemi doğru bir şekilde tutmasına yardımcı olabilirsiniz. Ancak çocuğunuzun bunları yaparken tercih ettiği eline müdahale etmemeli, ona baskı yapmamalı ve yanlış yaptığı şeyler için ona kızmamalısınız. Buradaki amacınızın çocuğunuzun yazı yazmayı sevmesine ve motor becerilerinin gelişmesine katkı sağlamak olduğunu unutmayın.

 

Ayrıca okullar açılmadan önce çocuğunuz için göz muayenesi, ağız ve diş sağlığı veya genel sağlığı için gerekli sağlık kontrollerinin yapılması da onun okula uyumuna destek olacaktır.

 

Çocuğunuz okula başlarken yaşına göre sosyal — duygusal olarak da olgun olması gereklidir.

 

Çocuğunuz kendi yaşıtlarıyla veya kendinden büyüklerle iyi ilişkiler kurabiliyor mu? Arkadaşlık ilişkilerini sürdürebiliyor mu? Başkalarına yardım ediyor mu veya başkalarından yardım isteyebiliyor mu? Eşyalarını başkalarıyla paylaşabiliyor mu? İşbirliğine yatkın mı? Grup etkinliklerine katılabiliyor mu? Kendi yaşıtlarıyla bir sorun yaşadığında bunu kendi çözebiliyor mu veya çözemediği durumlarda alternatif kişilerle görüşüp yardım alabiliyor mu (ebeveyn, öğretmen, vb.)? Onunla konuşurken sizi dinleyebiliyor mu? Toplum kurallarına uygun davranabiliyor mu? Ev içindeki kurallara uyabiliyor mu? Duygularını ifade edebiliyor mu? İsteklerini erteleyebiliyor mu? İstemediği şeylere yönelik hayır diyebiliyor mu? Özgüveni yerinde mi? Yaşına uygun sorumluluklar alabiliyor mu? Güvenilir bir ortamda ebeveyninden ayrılabiliyor mu? Bu gibi soruların yanıtları da okula başlayacak olan çocuğunuzun sosyal — duygusal olgunluğu için kazanılması gereken becerileri içermektedir.

 

Okul her ne kadar da çocuklar için eğitim ve öğretim işlevi olan bir kurum olsa da, diğer yandan aileden sonra gelen ilk toplumsallaşma kurumu niteliği de taşımaktadır.

 

Çocuklar ailelerinden gördükleri, öğrendikleri davranış kalıplarını, okula gittikleri zaman orada da uygulamaya başlarlar.  Bu nedenle çocuğunuza davranışlarınızla örnek olmanız, okullar açılmadan önce çocuğunuzu arkadaşlarıyla buluşturmanız, çocuğunuzun sosyalleşebileceği ortamlarda bulunmasını sağlamak, çocuğunuz bir işi yaparken onun küçük çabalarını da desteklemeniz,  onu özgüvenini artırıcı  yetenekli olduğu sosyal alanlara yönlendirmeniz  (ör: futbol, tenis, müzik, resim, yüzme vb.), olumlu davranışlarını pekiştirmeniz, ona yaşına uygun sorumluluklar vermeniz, bu sorumlulukları verirken en kolaydan başlayarak ve en kolay sorumluluğu yapabildikten sonra daha zor yaşına uygun sorumluluklar vermeniz, yine evde çocuğun yaşına uygun kurallar oluşturmanız ve  bu kurallar konusunda net, kararlı, tutarlı olmanız ve yeri geldiğinde de bazen koşullara bağlı olarak esnek olabilmeniz duygusal sosyal gelişimleri açısından destekleyici olacaktır.

 

İçinde bulunduğumuz tatil döneminde, çocukların okul dönemine göre daha özgür olduğu görülmektedir.

 

Yatma saati, yemek düzeni, oyun düzeni, ekran kullanım süresi gibi konularda ebeveynler çocuklarına yönelik daha fazla esneklik gösterebilmektedirler. Ancak tatilde çocukların yatma saatlerinin abartılması, yemek düzeninin değişmesi ve televizyonun da istenildiği kadar izlenmesi gibi tüm kuralların unutulduğu ya da sınırların olmadığı bir durum haline getirilmemesi gerekir.

 

Çocuğa ilişkin konulan sınırlar, okul dönemine göre tatil döneminde biraz daha fazla esnek olsa da okul açılırken çocuğun okula uyumunu zorlaştırabileceğinden dolayı tamamen çocuğun isteğine göre de bırakılmamalıdır. Tatil çocuk için gerek ailesiyle, gerek akrabalarıyla, gerekse arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirebileceği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimine katkı sağlayacağı ve eğitici, öğretici, eğlendirici, yaratıcılık içeren, yaşına uygun sorumluluk almasını destekleyici, karşılıklı etkileşime dayalı veya işbirliğine dayalı faaliyetleri olan aktivitelerin yer alacağı şekilde düzenlenirse çocuk için faydalı olacaktır.

 

Çocuğunuzun dil — bilişsel gelişim becerilerinin yaşına uygun olması da okula hazırlık sürecinde üzerinde durulması gereken bir diğer konudur.

 

Çocuğunuz anadilini doğru bir şekilde kullanıyor mu? Tam anlaşılır bir şekilde konuşabiliyor mu? Yeni kelimeler öğrenebiliyor, doğru ve yerinde kullanabiliyor mu? Konuşulanları anlayabiliyor mu? Sesinin tonunu ve hızını ayarlayabiliyor mu? Başından geçen olayları size anlatabiliyor mu? Renkleri biliyor mu? Nesneleri sayabiliyor mu? Rakamları tanıyabiliyor mu? 10’a kadar sayabiliyor mu? Bu gibi becerileri yerine getirebilmesi okula başlayacak olan çocuk için de son derece önemlidir.

 

Çocuğunuzun bu becerilerini desteklemek için ona yaşına uygun kitap okumanız veya okunan kitabın resimlerinden yararlanılarak çocuğunuzun kendisinin öykü oluşturarak size anlatmasını sağlamanız, ona şarkılar, şiirler, tekerlemeler öğretmeniz, yeni kelimeler öğrenmesine destek olmanız, öğrendiği kelimeleri, özelliklerini (renk, şekil, koku, tat, doku, kategori vb.), size anlatmasını sağlamanız, birlikte merak duygusunu uyandırıcı, araştırma becerilerini geliştirici aktiviteler yapmanız, yine birlikte dikkat, bellek, yargılama becerilerini geliştirici çeşitli kutu oyunları oynamanız, bir kaç bozuk para alıp çocuğa tanıtmanız, günlük etkinliklerde sayma alıştırmaları yapmanız, 1’den 9’a kadar sayı yazma alıştırmaları yapmanız, vb.  faydalı olabilir.

 

Okula hazırlık sürecinde tüm bu gelişim alanlarına yönelik çocuğunuza gerekli desteği sağlayıcı aktiviteleri yaptırırken, bunları ders anlatır gibi  değil de, onu sıkmadan, ona baskı yapmadan, daha geniş zamana yayarak, oyun aracılığıyla ona yaptırmanız ve ona öğretmeniz daha kolay, eğlenceli ve etkili olacaktır.

 

Eğer gelişim alanlarına yönelik kazanması gereken becerilerde çocuğunuz güçlük yaşıyorsa veya kendisine defalarca öğretmeye çalışmanıza rağmen  yapmakta zorlanıyorsa çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında çalışan bir uzmana danışarak, ona gerekli okul olgunluğu/ okula hazır oluş testleri, gelişim testlerinin yapılması zayıf ve güçlü becerilerinin değerlendirilerek okul için gerekli desteğin sağlanması konusunda ona yardımcı olacaktır.

 

Ayrıca okullar açılmadan önce okul için gerekli araç ve gereçleri çocuğunuzla birlikte almanız, okulunu / yeni sınıfını önceden ziyaret etmeniz, eğer imkanınız varsa öğretmeni ile de önceden onu tanıştırmanız, çocuğunuzun okul ile ilgili merak ettiği soruları yanıtlamanız, çocuğunuzun okula ilişkin motivasyonunu artırmada ve kaygı düzeyini düşürmede faydalı olacaktır.

 

Okula dönüşte tüm çocuklara ve anne-babalara mutlu ve huzurlu bir öğretim yılı diliyorum.