Anna Kibelana
Bir zamanlar “Kraliçe Nehri” salınarak süzülerek akarmış. Bu nehrin kenarında yaşayan su samurları her yıl yeni bir kraliçe seçermiş. Kraliçenin kim olacağını yarışmayı kazanan belirlermiş. Hangi yarışmayı mı?
Kraliçe tacını nehirden çıkarma yarışmasını.
Havalar ısınıp nehir kenarındaki ağaçlar çiçek açmaya başladığında yeni kraliçenin belirleneceği yarışma yapılırmış.
Her yıl kraliçe, tacını nehre atarmış.
Gönüllü erkekler çıkarmak için aynı anda nehre atlarmış. Tacı çıkaran kraliçeyi seçermiş.
O yıl da kraliçe, tacını nehre atmış ve gönüllü erkekler nehre atlamış ama nehre atlayanlar bir süre sonra elleri boş geri dönmüş.
Taç yokmuş.
Su samurlarının hepsi çok üzgünmüş. Tekrar tekrar suya dalmışlar ve defalarca aramışlar ama taç yokmuş.
O yıl ilk kez su samurlarının bir kraliçesi olmamış.
Kraliçe seçildiği yıl boyunca toplu yemekler, eğlenceler organize eder; bütün su samurlarını bir araya toplayıp güzel vakit geçirmelerini sağlarmış.
Kraliçe olmayınca o yıl kimse böyle bir işi üstlenmemiş. Su samurları bir araya hiç gelmemiş. Bu sürede yeni bir taç hazırlanmasına karar verilmiş. Kocaman uzun bir yıl da olsa sonunda o da bitmiş ve yine ağaçlar çiçek açmış. Herkes yarışma için nehir kenarında toplanmış.
Eski kraliçe tacı nehre atmış, gönüllüler suya atlamış ve tacı aramaya başlamış. Herkes heyecanla tacı bekliyormuş. Kim çıkaracak ve kim kraliçe olacak acaba derken eli boş samurlarının çoğu yavaş yavaş sudan çıkmış, suda sadece birkaç su samuru kalmış. Bekleyiş devam etmiş bir süre daha. Ama o da ne? Taç yine yok.
Bütün samurlar çıkmış sudan ve kimse tacı bulamamış.
İşin içinde bir iş olduğunu tahmin eden bazı su samurları ekipmanlarını almış, nehrin derinliklerinde bir inceleme yapmış. Evlerine dağılan su samurları bu yılı da şimdiden kayıp yıl ilan etmiş. Ama nehirdekiler vazgeçmemiş. Dikkatli bir incelemeden sonra mercanların arasına iyice sokulmuş parlayan iki tacı da bulmuşlar. Onlar taçları almaya çalışırken yanlarına bir kurbağa gelmiş. “ Onlar benim alamazsınız!” demiş.
Samurlar olan biteni anlatınca kurbağa yaptığından utanmış ve özür dilemiş. Taçlardan biri onun olmuş, diğerini iade etmiş.
Geri dönen samurlar yarışmanın tekrar yapılacağını duyurmuş. Birkaç gün sonra herkes nehirdeymiş. O yıl ve sonrasında su samurlarının hep bir kraliçesi olmuş. Böylece eğlenceler, yemekler ve birlik olmuş.
Gökten üç taç düşmüş. Biri annelere, biri kızlarına, biri de Anna’ya…